şimdi sokaklarda ayak sesleri
bir çıkmaza çağırıyor ayrılık saati
ne çok insan birikmiş oysa
hepsi beyaz
en çok ecel var namlunun ucunda
en çokta etrafa dağılan barut kokusu
oysa..
eli kirli bir maden işçisinin karalarıyla yazılmış olmalıydı
şehrin karanlık gecelerinde gecelik giymiş bir kadın olmalıydı
hiçbir aşkta
hiç bir kitapta
hiçbir filmde rolü olmayan
gül kokulu olmalıydı
saçları
şehrin diplerinde azrail sürüsü
sivri dişli, koca gözlü, korkunç yüzlü
kimi düşman
kimi dost
çiçek ölülerinden mezara tabutlar taşınıyor
çırılçıplak
can sıkıyor artık eski fotoğraf albümleri
yırtıp atılıyor tek tek
şimdi yeni resimler çiziliyor duvarlara
yeni denizler yeni bulvarlar yeni rıhtımlar
kentin bir ucundan bir ucuna giden
yeni tren yolları
yeni istasyonlar
başka bir nefese karışıyor nefes
başka sözler başka isimler mırıldanıyor dudaklar
masallar anlatıp avutan
ninniler söyleyip uyutan
belliğin köşelerine yığınlarca anı
düşlerde intihar korkuları
kimi köle
kim efendi.
kimi zaman
mavi boş bir kafes
arkada uçuşan tüyleriyle
mavi bir sonbahar bırakarak uçup giden
beyaz bir günah
kimi zaman
söndürülmüş birkaç sigaradan kalan kül
tedavülden kalkmış birkaç kağıt para
yağmurla ıslanmış bir akşamüstü
kimi zaman
tekrar tekrar küçülüp kaybolan
ırakta kızıl bir ufuk
yıkık kentlerde kanatları kırılmış beyaz bir güvercin
parfüm kokulu vazolarda bir kaç sarı papatya
ateşle yanıp eriyen koca bir yürek
bir kurşun gibi öldürücü
bir harf kadar yapayalnız
aşk oduna düşüp tüten
aşk pervaneleri
adedince
kimi zaman
beyaz ten rengiyle geçip giden
kızıl entarilerini savurup giden birkaç kadın
mevsim mevsim gecelere dökülen
birkaç arzu
birkaç duygu
birkaç mevsimlik vuslat
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 16.6.2022 13:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!