Yazılan, çizilen sesimi kesti,
Bize sözden yana nükte mi kaldı?
Sevdanın muhalif rüzgârı esti,
Nağmeler dağıldı, güfte mi kaldı?
Kürdîlihicazkâr, Acem-a Şiran,
Hüzzam, ağır aksak, gönlümüz viran.
Yörük semailer, fasıllar her an,
Uykulu gecede, düşte mi kaldı?
Hoş bir musiki’den etmem şikâyet,
Suzinak, buselik, segâh, nihavent,
Hüseynî, karcığar, rast ve nihayet,
Hicaz, mahur, uşak beste mi kaldı?
Hislerim günahkâr, aşkım sevapsız,
Sorum karşılıksız, şiir cevapsız,
Bir günüm olmadı, çölsüz, serapsız,
Beklentim, hayali seste mi kaldı.
Notalarda ritim, sazlarda ahenk,
Tellerde uyum yok, bozuldu tek tek,
Lâleler, sümbüller kurudu renk renk,
Bu solan bahçede deste mi kaldı.
Yanlış mı tanıdım, bilmem ki onu,
Kör çözülmez kör düğüm konu,
Sormaktan korktuğum sözlerin sonu,
Selamı, sabahı keste mi kaldı.
28.02.2002…MUSTAFA YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 6.11.2010 11:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminiz ve o güzel duyarlı yüreğiniz
hiç incinmesin böyle güzel eserleri
bizlere sunduğun için doyulmaz bir paylaşım
yürekten alkışlıyorum sen sevgili kardeşimi
kutlarım başarılarınızın devamını dilerim
TÜM YORUMLAR (1)