Eski köylerde her şey köküne kadar doğaldı
Uğruna güreşler tertip edilen kızlar
Yüreğine methiyeler düzülen erkekler vardı
Kullananlar eşyalara bir ad
Hayvanlara adıyla birlikte lakap takardı
Mahsulleri bilek gücü türküleri umut yüklü
Kaybolan yıllarımın üstünü kazıyorum
Gece korkuyor benden
Yüreğim bir buzdağı gece üşüyor
Patlamaya hazırlanmış barutum
Bu çok ışıklı şehrin en yüksek noktasında
Kendimi arıyorum
Masalların sınırsız ülkesinde yaşayıp
Ninnilerin büyüttüğü çocuktum
Büyüdükçe küçüldü ülkemin sınırları
Büyüdükçe büyüdü önümde duvar
Hürriyet tutkunu bir şair oldum
Her zaman ki gibi
İnsanlardan uzak
Şiirlerle dumanlarla seninleyim şimdi
Kurtuldun sanıyordun değil mi
Damla damla senden çaldım
Gözyaşımla yoğurdum acılarımı kattım
Tam yirmi dört sene geçti aradan
Sonunda kinini gösteren zaman
Resminin üstüne duman ekince
Seni yad etmekte oldu işkence
Kesik kesik uğuldarken rüzgarın son ıslığı
Korkuyu ve yalnızlığı
İlk defa o gece içime saldı
Saçları karanlıktan ürken çocuktu
Sırılsıklamdı yapayalnızdı
Ellerim o kara gözleri gibi
Bu gece tam kurtlara göre
Yağdırıyor kasveti
Bulutlar üzerimde mezar toprağı sanki
Bereket kalmamış gözpınarımda
Çaresiz ellerim cebimde mahkum
Allah’ım korkuyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!