Bildiklerim hizaya çekiliyor artık
Bilmediklerim ise bana savaş açmış
Kazandığımı düşünmemi isteyen bir halde
Yaptığım her ateşkese boyun eğercesine
Karşı koymalarım mantolanmış benden habersiz
Kavgalar arttıkça anlaşmalar zorlaşırmış
Kendi aks ve eksenimden bihaber
Tutkularımın zaafına bağlı yaşadığım güç zehirlenmesi
Eski arkadaşlarla karşılaşma korkusu
Yoksul görünümüme attığım röveşata gol
Hepsi birden birleşip
Gülüşlerimi disipline sevk etti
Hayatıma zorla girmeye çalışanların
Çıkmasını istediklerimden daha fazla acı vermesi
Ya da bunu hiç belli etmeme çabam
Kuduz evliliklerden ağzı salyalı çocuklar peydahladıkça içimde
Isırıldığım aklıma gelmiyor
Haftalık dert programım bana randevularımı hatırlatıyor
O çocuklardan biri başımı okşuyor
Benim için dua da ediyor olabilir
Sonra bana özel yağmur yağdırıyor bulutlar
Ahmak ıslatan, ahlak kurutan
Kutsal kitap ayetleri yeniden inzal oluyor
Ve indirildikleri dönemin idrakine ayak uydurup
Hayatın bilmecesine göz kırparak
Hala da çözemediğime inanmayarak
Yoluma rahvan adımlarla ilerlemek isteyişim
Ama ayağımın kırılmasıyla sonuçlanan kayalara
Ve o kayalardan ördüğüm duvarlara
Resimler yapmaktan sıkıldım
Şiirler yazmaktan da
Derken yeni görevlere atıldım
Bin bir gece masallarından bin birine de katıldım
Bin develik kervanın sürüsüne satıldım
Öyle afili bakmayın bana
Tepemin tasını hamamda unutalı
Denizden sarı kulak çıkmayalı
Ve seni unutmaya başlayalı beri
Böyleyim ben
Beni merak etmediğini bana düşündürten şey neyse
En büyük düşmanım o işte
Onun karşısına çıkamamak ikinci
Senin gözlerine bakamamak da üçüncü
Dördüncüsü var mı ben de bilmiyorum ancak
Akreplerle anlaştığımı
Yılanlarla kaynaştığımı
Cadılarla sırnaştığımı biliyorum
Adımın terazisi sizleri yanıltmasın
Her iki yanı da keskindir kılıcımın
Ve de adildir iki elimin de kiri
Histeriyle narsisizm aynı orandadır duygu kefelerimde
Birleşmemiş milletler kınıyor beni
Berzahımda bir savaş gücü
Güvenli olmayan konseylerin toplu onayıyla
Serdengeçtilerden geçiriliyorum
Arifane olmayan bir sıçrayış
Masumluktan uzak bir tarayış
Ve hilekar olmayan bir kavrayışla
Verilen ömrün uçurumuna kement atıp
Ruh bekçileriyle kucaklaşıp
Hayaletlere kapılar aralıyorum
Açlık oyunlarına karnım tok olsa da
Elimdeki kovayla pilav kuyruğuna giriyor
Eve sevinçle koşarken sırtımdan vuruluyorum
Öldüğüm için üzülüyor muydum
Yoksa kardeşlerim aç kaldığı için mi ölüyordum
Yemek nöbeti benden sonra kime kalacaktı
Evin yeni reisi kim olacaktı
Yaralı kafamın üzerinde tepinen bu sorular da neyin nesi
İşte buldum
Dördüncü düşmanım bu olmalıydı
Cevabı olmayan ölümcül sorular
Kanlı fantezilerden sıyrılarak
Kendimi kullanılmış hissetmiyorum
Sabrımı geçmeyen hastalıklarıma
Tavrımı sana
Yalnızlığımı ise kendime borçluyum
Azken faydasız
Yokken değerli
Çokken önemsiz olmanın verdiği rahatlıkla
Bolluklar diledim ölüm tuzaklarıma
Dirilen düşmanlarıma da esenlikler
Yalnızlık vehmimde sürüklenirken
Fragmanını beğenmediğim için
İzlemediğim tüm filmleri tespit edip izliyor
Üstün körü bitirdiğim kitapları yeniden okuyor
Tarzım olmayan müzikler dinliyor
Gündüz kuşağı programlarıyla uzak dostluk bağları kuruyordum
Beni bunlarla ödüllendiren şey kendi yarattığım yalnızlık mıydı
Yoksa ben yalnızlığımı bunlarla mı cezalandırıyordum
Bu yeni ikilik savaşı da nedir
Bu hangi kötülüğün gölgesiydi
Son yazdığım neden bir öncekinin silgisiydi
Bütün bunlar yine neyle neyin ilgisiydi
Yoksa beşinci düşmanla mı tanışacaktım
Derken kapı çaldı
Bir sen eksiktin
Hoş gelmedin
Cefa getirdin.
Kayıt Tarihi : 29.9.2025 11:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2025
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!