Beşerî Âşktan Geçtim İlahî Âşka

Ne eş'âr yazdım ne eş'âr
Aşk yüzsüzlüktür bazen
Aşıkta kalmaz zerre âr
Aşkta ticaret olmaz.
Mûhasibi yoktur.
Hesap etmezsin ne kâr
Ne de zarar.
Düştüm Yusuf gibi gönlümün kuyusuna
Ne kadar seversem seveyim
Sevdiğim sensin ilâhi.
Gözüm beşere âmâ.
Görmem ki; ne beşer ne de Züleyha.
Günahkâr cariyeler bir imtihan
ve başa belâ.
Sabır eylesem bu imtihana
Olur muyum sultan, Mısır’a?
İçim yanar bir Bünyamin hasretiyle
Ardımda kurumuş mudur bir Yakup eşkı?
Düştüm çıkamıyorum Yusuf misali,
Gönlümün kuyusundan.
Beşere karanlık görünür kuyunun içi
Bana nasiptir oysa, bir nur ki; ilahî.

Ferhad olamam ki; Şirin gerek bana
Dağları delerim Şirin olsa.
Dağ delinir; Şirin gönle layık görülmez görünür.
Gönül beşerî aşktan geçer ona ilahî bir yol görünür.
Beşeri sever, yanar ve yanılır gönül,
Beşerden geçer; uyanır ve sever ilahîyi, ilahî aşk kokar güzel her GÜL.
İlahî serenatlar şakır bağrı yanık bülbül.
Aşk yanmaktır sevdanın nârında
Kalmaz ki yürek, yürek zerresine kadar olur kül...
Mecnun olmam ki; Leyla gerek bana
Çöllere düşmem; Leyla aşkı olmazsa..
Ben çöllerdeyim aklım yitik.
Avare avare gezmekteyim Layla kayıp
Koşup düşmekteyim bir serabı Leyla sanıp.
Geçti dêmler tam Leyla'ya vuslât oldu,
Vuslâtta anladım ki; beşerî aşk ayıp.
Beşerden geçti gönül, içimin çöllerindeyim şimdi
İlahî aşk aramaktayım;
gönül arayışta, aklım kayıp...