Besbelli ölümüm sabahleyindir,
İlk ışık korkuyla girerken camdan.
Uzan baş ucumdan perdeyi indir
Mum olduğu gibi kalsın akşamdan.
Sonra koş! Hemen haber vermeye
diye
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
1000000000000 puan olsa onu da veririm sana heralde.. ama 10 var saade okadarını verebildim.. neyse ya ben cok uzattın galba.. aff ola.. haydeeee.. grsz..; -) ayıkana haniii.. aeo
dilşen.. ben seni cook sevdim.. bizim şiirimizi de paylaşsan daha da cok hüzünlenirdim.. ilk önce yazmıştın.. ya bu zor günümde yanımda sın ya seni cook seviyorum.. ve herzaman da sevecem yazdmışdın.. hic bırakma beni.. aşkımm benim yazdın.. hatta ben yazxayım buraya bizim şiiiriii... ;) sevgiyi anlat bana...rüyalarında yaşat beni suursuzca.. hatırlama, benden başkasını tanıma.. saadece benim hayalimle yaşa hayatında..görme başka birini..isitme kimsenin sesini..cek icine yanlız benim nefesimi..dudaklarımda tat yanlızca askin sehvetini.. hislerinle yön ver bizim olan geleceğe.. yalan sözlere kanma inanma başkakimselere.. kalbinin sesini dinle sevgilim sadece.. bizim olan herşeyi saadece bizim oldugu icin sev delicesine.. gözlerin beni aramassın başka kimselerde.. benden birtane daha yok bu dünya denilen yerde.. bulamassın benim kadar seven ölsende.. seni bir ömürr sevecek olan kişi senin elinde..!!!! yaaaa.. arkadaslar kafam güzel olduğu icin değil ben bu kızı delicesine sevdiğim ve bi okadar da gücendiğim icin yazdım bunu.. ama malesef oda yalan mış... kendimi verdim eski günlere.. bir şişe whisky ictim.. bir de yeşilikk manzara vardı.. kafam o bicim yhani.. her neyse.. a.e.o... dilşenim.. neyse ya gerek yok şimdi aklp kırmaya.. ama seni cok sevdim.. ass yap ayıkıyorsan.. bu bizim şiirimizdi arkadaşlar paylaşmak istemiştim saadece.. TOLGA CIRAY ve DİLŞEN AKTAŞ.. buda sonunda yazıyordu msjın.. bu msjın sonunda nasıl yazacak sa orda da yazıyordu.. neyse herkese slmlar bursadan.. allaha emanet.. TOLGA CIRAY ve DİLŞEN AKTAŞ hikayesi.. ;-(
Besbelli ölümüm sabahleyindir,
İlk ışık korkuyla girerken camdan.
Uzan baş ucumdan perdeyi indir
Mum olduğu gibi kalsın akşamdan.
Sonra koş! Hemen haber vermeye
diye
Üç beş kişi duysun ve belediye
Beni kaldırmaya gelsin odamdan!
Evden çıkar çıkmaz omuzda tabut
Sende eller gibi adımı unut!
Kapımı üç beş gün açık tut
Eşyam bakakalsın diye arkamdan.
Çok hüzünlü dizeler...Hiç kimseye ölümün en güzeli bile dilenemez ki...
çok duygulandım...
tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta