Sevmeler diz çömüş karşımda
İçti maya çıkan körlüyüm
Yardımcı olmaz yönelmelerime
Engel olamıyor çaputlar sevişlere
Ahhh ahhh bedenim
Lanet olsun ki savaşı kaybediyorsun
Sesini duymadan
Hışmından korktum,
Yüzü görmeden
Heybetinden ürktüm,
Ney di bu kadar beni
Ürkütüp kaçıran
Her şarkıda hüzün mü var
Hüzünle mi kalaylandın yoksa
Böyle mi olacaktın ey kadın,
Pusan gecenin karasına
Sığınmak niye…
Aç perdelerini,
Lanet olsun bana,
senin gözlerindeki kıvılcımları aşk yerine içtiğim için,
yağsın üstüme lanet çamurları yıkamam,
sil senli günleri anımsatmasın,
ateşlerde olan bedenimi buz dağına dönüştür ki
her titremelerim beddualara dönüp
Tüm yazılarda seni aradım, oysa bilmediğim tek gözlerinin rengi değildi. Her sabah yatağından kalkarken sol yanına bir papatya saflığında gülücük konduruyor muydun yada şehrinin sisleri arasında çınlatıyor muydun huzursuzluğunu kahkahalarınla galiba bunları hiç bilemeyeceğim beklide bilmemi istemediğinden peki soruyorum sevmek sevmek ne yada ne değil.
Şimdi bir yudum aldım şarabımdan kan kırmızıydı, kokusu hafif tadı ise damağımda hoş bir mayhoşluk bırakırken bir den yüreğime poyraz esti sızladı için için.
Sanki karşımda gözlerinin beyazı kırmızıya kesmiş tenin kokusunu parmaklarıma sindirdim derken hayal buya tadıyordum rengini bilmediğim dudaklarını offfffffffff neler oluyor bilemiyorum bendeki bana.Anladım bu ben değilim sadece şarap bana oyun oynuyordu yok gülümseme daha bir kadehimi bile bitirmedim henüz çakır keyif oldum sahi sen çakır olduğunda ben gibi gülümser misin yoksa hüzünlü şiirler okuyup benim sana sarılmamı ve akan damlalarını gamzelerime doldurmak mı isterdin işte yine tıkandım kaldım soruların içinde. Şimdide aklına takılıyordur ne hayaller kuruyordur diye yok hayal kurmuyorum inan hayal kurmak için çok yaşlanmadım mı?
Hangi yoldan yürüdüğünü hangi koşullarda sevmenin öldüğünü gözlerimin içine bakarak anlatman lazımdı amma ben heyecanla gözlerine bakarken, senin çılgın gibi istediğini dehaca düşüncelerini çakma sakın titrek hücrelerime utanırım ve kaçmak isterim yada arsız gülüşlerimde sararmışım seni yine nerden nereye getirdim sözlerimi anlatamıyacagım sana bu akşam beynimin kıvrımlarındaki soru işaretlerini en iyisi dumana boğayım sessizce kapıyı kapatıp. Senden bir dileyim var arada benim için tebessüm et söz ver bana lütfen işte o zaman gülücüklerinde bir kıvrım öldüğümü hayal ederim.
Nazlanmadan sessizce sallanan
Kilometre taşlarım
Seneleri yutarken
Zamansız değer
Şarkıların tenime
Hicran yinede kucağına alıyor,
Zifiriye boyanmış
düşler bıraktım sana
tutuşup yanarlardı.
Ben kaçak günahlarımla
limon kabuğu kokusunda
Söz vermiştim affet tutamıyorum
Yine başladı
İçimde ki şeytan koşmaya
İsteriğisin onun soluk soluğa.
Andım olsun sana dedim
Prangaladım
Allahım ne olur acı
Uydum acımasız kadere
Dediler hayat kısa
Doya doya yaşa
Nasıl yaşanır ki
Ben burada, O şehrinde
Hiç tanımadan adını Ali koydum.
Gece karanlığını sıyırıyor
Bulutun ardından gülümseyen
Ay yüzlü Ali
Söylesene kaç bıçak faça attı
Yüreğine acımadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!