Ömrünü geçirirsin toprağın altında, gizli gizli
Ağaçların özsuları yetmez mi cırcır böcee
Bir masalında yok, yazacağım üzülme
Dilden dile düşeceksin sende, cırcır böcee
Mademki akşam oldu.
Güneşin renk şöleni başladı Ege’de
Mademki kumsala kurduğumuz
Portatif masamızda çerezler
Biralarımızı da açmışız mademki
Canlı müzik eşliğinde
Kargo kargo gak demiş
Çık kapıya bak demiş
Çıkmış bakmış kapıya
Gel imzanı at demiş.
Peyniri de tilki yemiş.
Bu nasıl uykuymuş böyle
Başımı kaldıramıyorum.
O yatak senin
Bu koltuk benim
Yerlerde yuvarlanıyorum.
Bu nasıl uykuymuş böyle
Bu şiirin hiçbir yeri;
Yamuk değildir adından başka,
Yazdım öylesine işte,
Düşünce deli bir aşka...
Neymiş bu sevdiğimin adı?
Böylesine yamultan kimmiş beni?
Zor işler var
Zar atarak çözemediğim.
Belki de kolayından başlamak lazım.
Yoğurt alayım mesela
Evet, yoğurt alayım.
Hanım kızartma yapmış
YOLCULUK
Dipsiz bir kuyu
O kara gözler…
Bakmaksa
Karanlıkta yolculuğa benzer.
Kimi bağlanan
Kimi bağlanılan
Kimi bağlamından koparılan
Tutkunu olduğum yollar
Uzayan, kısalan
Denizden,
Yel eser denizden,
Yıllardır yorulmadan…
Eski bir türküyü seslenir:
“Aman dermenci, guzum dermenci
Al yanağım senin olsun öğüt buğdeyi”
Umutmuş fakirin ekmeği,
Karnını yarmışlar
Yarın çıkmış.
Çenesini yorarmış
Zenginin malıyla.
Geceleri,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!