Kelebekler özgür,
Aşk tutsak koşar,
Biri yirmidört saat,
Diğeri bir ömür yaşar
Göçüp gittiğinde kelebekten,
Kurak tarlalar yağmur istediklerinde,
Susuz topraklardan bıkmışlar
Ve yağmura hasrettiler,
Aşka hasret olması gibi insanoğlunun
Bir sağanak başladığında mutlu,
Seninle çekildiğimiz
fotoğraflara bakıyorum da
ne kadar hor kullanıp
sebil etmişiz onca kağıdı
manzarayı bahane ederek.
Her resimde öylesine iç içe geçmiş,
Sebebinin estetik ameliyatı olup olmadığını bilmediğim
burnu kalkık kadın
"süzercesine ezdikten" sonra gözleriyle
son model gözlüklerinin ardından bakarak
derinliğimi anlayabilecekmişçesine yüzeyselce
"boş zamanlarınızda ne yaparsınız" diye.
Ciddi olacaksın bu hayatta!
Senden beklenen üzere.
Doğarken de,
yaşarken de,
ölürken de
ciddi olacaksın.
Bir rakı eşliğinde güneşi batırabilirim,
gönderebilirim ta buradan dağların arkasına kadar,
cehennemin dibine kadar yolu var,
anasını üç kuruşa sattığım kederlerin,
ben keder ve mutluluğun ne olduğunu iyi bilirim,
rakıya konan su gibilerdir,
Madem ki açtın konuyu
bak ne anlatacağım sana;
şimdi girdim daha içeri
koşa koşa gitmiştim az önce istasyona
yakalarım diye treni
gittim, baktım,
Bütün bayat duygular
Oyuncak isimlerini aldığından beri
Oynamıyorum oyuncaklarımla
L'egolarla birlikte hepsini koydum geri
Bir daha açmadığım oyuncak dolabıma
İlk kez söz verdiğimde birine ayrılmayacağıma dair,
Nüfusuma adını yazdılar annemin,
Son kez söz verdiğimde sana
Ciğerime yazdılar adını
Ellerinden içtiğim sigarayla...
İhtiyaçlar karşılıklı olarak değiş tokuş ile halledilirken
varlık değerini arttırmak için parayı icat ettiler.
Konuştular, değer biçtiler, tartıştılar.
Bu; ihtiyaçların giderilmesini zorlaştırdı.
Herkes daha eşitken ve sınırlar yokken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!