ucunda boşluk sallanan gecelerden bir gece
- düştü benden gözlerin..
ki sen görmedin..
kanadı beyza..
oysa kanamaktan utanırken yaralanan bucaklar
maviydi bepuk kuşları hala,
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Devamını Oku
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
İş kürt karşıtlığı ve kürt milliyetçiliğine kadar gitmiş.
Allah'tan Selçuk Bekar gibi aklıselim insanlar da var burada.
Şiirin hikayesi (konusu dense daha iyi esasında) Kendilerine ''kürt'' denilen (benim Türk'lükle et ve tırnak gibi ayrılamaz olarak kabul ettiğim) kardeşlerimizin bir masalı. Bu masaldan esinlenmiş şair. Şiire bir bu açıdan bir de teknik açıdan bakmak gerekir.
Burayı Türk-Kürt kavgası alanına dönüştürmenin anlamı yok.
Selam ve saygılarımla.
şiir derin duygularla örülmüş sitem ve özlem bir arada
Şairler de türkü derler .Bunu şiiri ile yapar .Ve yanına birde masalını ekler ki ,yarına nakildir .
Şiir çok güzel bir vedalaşma öyküsü gibi algılanıyor .Oysa içindeki trajediyi şair anlatınca dizeler daha bir anlamlanıyor . Teşekkürler şair .
Sakin olalım. Heyecanlanmayalım. Bence de Kürtçe müstakil bir dil (ne yazık ki) değil, eski bir Kürt bayrağı yok, eski bir Kürt devleti sınırları yok, Eski bir Kürt sultanı yok, (bulma gayreti var, bu ayrı bir konu) birkaç eser dışında bir Kürt kütüphanesi yok v.b. v.b. Yani bir milleti millet yapacak unsurları burada göremiyoruz. Bkz: Senkretik Toplumlar.
Ama olmayan bir şey daha var: Bu insanların, yani halkın da kabahati yok. Bunu kendileri yapmadılar. Bu global bir oyunun parçasıdır, daha da kötüsü, Kürt kardeşlerimiz kendileri için hazırlandığını sandıkları coğrafyanın, aslında, evet, Va'dedilmiş Topraklar'ın bir kısmı olduğunun, yani ne yazık ki kendileri için hazırlanmakta olmadığının farkında bile değiller.
Ha, Kürtlük var mıdır?
Artık inkarın ne anlamı var? Bu kadar insan ben Kürt'üm diyorsa oyun tutmuş bu iş bitmiştir. Bize de Rum'sunuz diyip duruyorlardı aynı kesimler de, biz gırtlaklarına tıktık işte sözlerini. Her neyse. Artık bu konuların yeri değil. Çünkü:
Türk değilim diyen Türk değildir.
Geçmiş olsun.
Sonuç olarak, konuyu başka yönlere taşırırsak içinden çıkamayız. Şiirin etrafında dönelim derim ben.
Durup durup ekleme yapıyorum. Bunun için özür dilerim ama art arda birçok mesaj yazmaktan iyidir diye düşündüğüm için yapıyorum bunu. Bu defa eklemek istediğim şu: Bazı arkadaşlar Kürt toplumunun benimsediği bir öyküden hareketle toplumu aşağılar bir tarzda konuşmuşlar. Bu yanlıştır ve ayrılığı körükler. O bölge ve insanını iyi bilirim. İlkokula orada başladım, sık sık gider gelirim. İnsanı severse gerçekten sever ve ellerinden gelen iyiliği de yaparlar. O türden; bunlar işte şüphe yüzünden insan keser gibi yorumlara gerek yok.
Bakınız Sayın Seyirciler ,
Bu şiir ; açıklayıcı nitelikte olan hikâye kısmı olmasa , çokları tarafından hiçbir şey anlaşılmayan kelime yığınları olurdu...Şiirin hikâyesi kısmında anlatılan MASAL'dan anladığımıza göre: Kürt ırkından olan biri kız diğeri erkek iki kardeş, baharda,delik bir torba ile dağlarda ,orman kıyılarında kenger toplamaya gitmişler...Toplanan kengerler eve dönerken torbadan dökülmüş görememişler,farkına varamamışlar...Eve vardıklarında görmüşler ki torba boş...Kürdoğlu , kızkardeşini hepsini gizlice sen yedin diye suçlamış...Kız da yemedim istiyorsan karnımı yar bak oradalar mı demiş...Kürdoğlu bir hışımla,hiç acımadan,kardeş sevgisi duymadan kızın karnını deşip kenger kalıntılarını aramış...Kızın midesinde aradıklarını bulamayınca kardeş sevgisi nüksetmiş,çok acımış ...Allah'a yalvarıp kendisini BEPUK (guguk) kuşu hâline getirmesini dilemiş...Ve olmuş ...Vesaire...
Evet , masallar uydurma , yalan,yanlış şeylerdir...Ama, içeriğinden ve anlatış tarzından ait olduğu milletin örfü,âdetleri , inançları , sosyal ve ruhî durumları hakkında bilgi sâhibi olabiliriz...Bir sosyoloji , antropoloji , ruhbilimci bu masalı okusa normaldir , masaldır,herşey olabilir der geçer mi,yoksa o millet hakkında menfi duygulara ve fikirlere varır mı...?Bu kürdoğlu ve bacısı kenger toplamaya giderken yanlarına neden delik torbayı alıyorlar,çok şuursuzlar mıymış,,,Getirirken döküleni göremiyecek kadar aymaz mı imişler...?Taşırken birlikte olduklarına göre kengeri yiyen varsa görülmemiş mi...?Birkaç kengeri yemiş olsa bile kardeş kanını dökecek , onun karnını deşecek duygusuzluk ,ve vahşîliği çocuk da olsa bir insan nasıl gösterebilir...Bu nasıl bir rûh hâlidir...? Her millet'te olur mu,yoksa belirli ırklara mı özgüdür...?Bu masalın kahramanları (!) her bakımdan tetkike gereksinim duyulan yapıdadırlar...Masaldır,uydurmadır ; her şey olabilir demekle ve cocuk da olsa bu acımasızın hareketini akla,mantığa uygundur,her milletin çocuklarından bu tür vahşîlikler görülebilir demekle durum ne derece izah edilebilir...?Yüksek dağlarda,orman kıyılarında,ıssız yerlerde kenger toplamaya gidenler ON yaşın üzerinde olmalıdır,bu durum sevgili kardeşin birkaç ot parçası için karnını yardıracak aklın,mantığın,sevginin,ve acımanın yok olduğu zaman mıdır...Yoksa bu bir VAHŞETİN TEZAHÜRÜ müdür...? Her bakımdan inceleme konusu...Bu vahşeti taşıyarak büyüyenler ileride TÖRE diyerek sudan sebeplerle SEVGİLİ KIZKARDEŞLERİNİ ACIMADAN ÖLDÜRÜYORLAR...Öldüremezse kinlerinden ve hınçlarından ağlıyanlar bile çıkıyor...Velhâsıl,şiir de anlaşılmaz nitelikte,MASAL da anlaşılmaz,inanılmaz nitelikte...Bir ırk hakkında hoş olmayan duygular,düşünceler yaratıyor...
iyi ve akici bir siir. kaliminin basarilari devami dileklerimle..
Hikaye ile şiirin uyumu harikulade, ben şiirde bulduğum tada bakarım. Eliştirmek ne haddime, o işi bilenler zaten yeterince yapıyor. Kardeşimin şiirinden tad aldım. Seçici Kurula saygılar.
Anlaşıldı...
Çok yakında bu sinemada:
Tefsiri kendinden şiirler :)
Neyse... Şaka bir yana, imla konusundaki endişelerinde Emrah Kurul'la hemfikirim. Ama her gün yazmıyorum aynı şeyleri. Çünkü bu artık sari bir hastalık halini aldı. Noktalama, büyük küçük harf, ayrı - bitişik yazılması gereken kelimeler... Hangisini, kaç şiirde olması gerektiği gibi görebildik ki? Ama hak vermemek de elde değil. Kolay iş değil çünkü. Ben her gün dönüp dönüp okuyorum kendi şiirlerimi, günde en az bir hata yine buluyorum, yine buluyorum.
Ama zor olan her şeyden kaçamıyoruz.
Değil mi?
Fakat 'beyza'nın bir kişiyi değil kavramı temsil ettiğinde ısrarcıyım.
nefisti...kutlarım güçlü kalemi..
kutluyorum günün şiir ve şairini
namık cem
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta