Benin hikayesi Şiiri - Abdullah Korkmaz Aki

Abdullah Korkmaz Aki
20

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Benin hikayesi

benin hikayesi

Kısır bir yüz ifadesi takındı

sanki anlatacakları tarihin bir bölümünde buza kazınmıştı.

Güneş doğmadan anlatmalıyım dedi.

O sabah güneşi göremedi.

İki renkten fazlasını kaldırmaz

bu bünye diye devam etti. Derken insanlar

siyah bir renk midir değil midir diye tartışmaya başlamışlar.

Beyazı zaten bitirmişlerdi. Ben iki renk görüyorum

geri kalan herkes renk körüymüş demiş ve almış eline fırçasını;

bitmişlerdi.

Boş saksılarda biriktirdiği

çekirdeklermiş hayalleri. Israrla

sulasam da yersiz dedi. Saksıları dolduracak

benden başka toprak yok. Bedenimden başka.

Bense çorağım. Belki kısır...

Yer çekimi kanunu gibi

bu dünyada 'mutlak yalnızlık kanunu' da

varmış. Önce buldum dedi şimdi de

kafama bir şey düşmesini bekliyorum sonra da

çırılçıplak koşucam zaten.

Anlattıkça yaşlanıyordu. Sebepler

noktasından bakılınca dedi bizi

başlatan aslını asla göremeyeceğimiz

bir yıldız parlaması mıdır yani?

Ahmet Hulusi'ye sormak istermiş bunu.

Eşyanın sırrını kaldıra bilecekse bilmek istermiş.

Yaşamaya bir şeyleri katık etmek adına8230;

ama bu kadar açık anlatılmamalı çünkü yıldızlarla yazılan yazıları okuyamaz

herkes.

Yazan ve yaratan.

Yaratan ve yaşatan:

Kesrette boğulmaktan San a sığınırız.

Refleksi bir amin döküldü

dudaklarından.

Devam etti;

annemin cüzdanından bozuk paraların

hepsini aşırmıyordum anlamasın diye.

Yine de dayak yiyordum ama

en azından başka sebepten. Artık

bağımlıydım parasız kaldıkça çözülmek üzre.

Sonra bakkaldan çalmak öğretildi çocuklara,

bir şebeke bunu ücretsiz yaptı o dönem. Bakkal amca

farkına varıncaysa çocukların hepsi büyümüştü. Artık

veresiye yazdırıyorlardı.

Şebeke çöktü ama herkesin

kayıtlarında vardır bu hırsız çocukluk.

Şimdi kalıp açısından büyüse de dedi bu çocuk düşünse dahi tabi suç olur8230;

Bir denklemi çözmeye çalışır gibi

dört yıl tüketmiş okulun nerdeyse en yüksek halinde.

Pantolonu bile ona ağır helmeye başlamış

çıkarmış soğuğa aldırmadan.

Pijamam dedi çoraplarımın içinde,

dizleri sarkık, tenim atletimle beraber dışarıda sallanırken

herhalde bu dünyadaki en savunmasız halim

diye düşündüm. Elime bir diploma tutuşturdular,

artık takım elbise giyecekmişim.

Yakışacaktı

Ön yargı ve zanlara o kadar kapılmışız ki dedi

gözden başka bir organla

görülebileceğine ihtimal dahi vermeyiz.

Ya da organsız.

Tepkime hemen açıkla neyle rüya görüyosun?

Şaşırıp kalmıştım. Ama dedim, elini kaldırdı

bu benim hikayem der gibi.

Peynirden gemilere laf anlatmaya çalışmak olsa da yaptığım umudum hep var.

Korkuyorum da.

Biliyor musun a.k. tersine dönüyor eylemler.

Her yıl geçen yaz büyüdüğümü idda ederken

yükseliyorum biraz. Çimenlere sırt üstü uzanıp bulutları benzetmek

daha kolaymış,

bulutlara yüz üstü uzanıp yerdekileri

bir şeye benzetmekten.

Yerin yüzündeki

sivilce gibi sıkılası şeyleri.

Ve babamın gölgesi

varmak istediğim yerin

çok ötesinde olacaktı hep dedi. Gökle yerin birleştiği

çizginin de ardında ki o anda güneş yükselmek üzere idi o çizgiden.

Biraz fazla karamsar değil misin dedim.

Çıkarıldığımız yer cennetti ötesi var mı diye cevap sordu tam da ben konuşmak

için cesaretlenirken, sabah oluyordu.

Daha derine

bırakmak için izimi daha

etkili bir veda edebilirdim ama

bu dedi sadece çekip gitme vakti.

Ben önüme eğilmiş yazmaya çalışırken o gitmişti.

Bu da aslında benim için bir yazıdan daha çekip gitme vaktiydi.

İnsan bunu bir kalem aracılığıyla

Defalarca

yapabiliyor...

Abdullah Korkmaz Aki
Kayıt Tarihi : 22.8.2009 01:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abdullah Korkmaz Aki