Benin’den Bir Adam
(Zenci Krallığı Benin’den Portekizli bir Yahudi’yi resmeden 1500lü yıllardan bir bronz kabartmanın fotoğrafı hakkında)
Karanlık inince sessizdim ben
fakat gölgem şiddetle vuruyordu
umutsuzluğun davul derisine.
Vuruşlar ölüp gitmeye başladığında
bir resmin resmini gördüm
açılıp bakılmış
boşluğun öbür sayfasında beliren
bir adam vardı orada.
Haylidir terk edilmiş
bir evin yanından geçmek
ve pencerede birinin belirmesi gibi tıpkı.
Bir yabancı. Kılavuzdu O.
Dikkatli birine benziyordu.
Bir adım bile atmadan daha yakına geldi.
Ekvator dolaylarında gölgesiyle
bizim yarıküremize benzeyen
bombeli bir şapka takıyordu.
Saçlar iki yüzgece ayrılmıştı.
Kıvırcık sakallar sallanıyordu
ağız etrafındaki belagat misali.
Sağ kolunu bükülü tutuyordu.
Bir çocuğunki misali inceydi kolu.
Yüz ifadelerinde
büyüyüp belirdi
kolunda yerleşmesi gereken o şahin.
Elçiydi adam.
Daha da güçlü bir kudretle
sessizlik sürdürmekte
adamın bölünen konuşmasını.
Üç kabile sustu adamda.
Adam üç halkın resmiydi.
Portekiz’den bir Yahudi,
başkalarıyla birlikte gemi yolculuğuyla yitmiş,
o çalışanlar ve bekleyenlerle
kendilerinin ağaç annesi
o karavelada
büzüşmüş o sürüyle birlikte.
Yabancı bir koku içinde karaya çıkış
havayı havlı yaptı.
Gözlemlendi pazar yerinde
o zenci döküm sanatçısı tarafından.
Uzun süre tutuldu göz karantinasında.
Tekrar doğdu metalin ırkında:
“Kendi kendisini bende görmek için
fenerini yukarı kaldıran kişiyle
buluşmak için geldim buraya.”
[“YOLDAKİ SIRLAR”dan (1958)]
Tomas Tranströmer (1931-2015, İsveç)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 1.12.2019 01:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!