Senin yanakların kırmızı
Dudakların gül pembe
Gözlerin kahve karası
Gerdanın beyaz
Uzun yoldan geldim
Tut ellerimi
Asılsız platonik sevdam
Dipsiz uçurum kuru ayaz
Bak üşüyorum mevsim kış
Cemre düşmeden gelmeyecek
Gelmeyecek bu yaz
Tut ellerimi ısıt
Avuçlarında okşa biraz
Benim doğduğum köyde
Dost elinde çiçek açar
Meyveli bir dal gibi
Gül rengi dudaklarınla
Tut ellerimden bu yaz
Hadi savur saçlarını
Yel değdikçe ıgralansın
Benim doğduğum köyde
Güneşi erken doğar
Nazlı nazlı salınan
Deli bir gülüş gibi
Bozkırlara serilir
Aşıkların diline söz
Ellerine yakışırdı saz
Haydi tut ellerimden
Tutki konuşalım biraz
Benim doğduğum köyde
Rüzgarlar sert eser
Yanaklar al pürçek zülüflü
Alına dökülmüş kakülü
Okşa kanadını kuşların
Al tut ellerimden tut biraz
Çatlak dudak luversin kiraz
Şimdi
Bir köyüm yok
Kulak ver acılarıma
Haykıran sevmelerimi dinle
Bu şehir buz gibi
Yakmış bizi kendine
Çetin sınavlardan geçiyoruz
Al tut ellerimden yol yakınken
Neden bu kadar uzak duruyoruz
Neden birbirimize hem kış hem yaz
Kayıt Tarihi : 27.12.2018 00:44:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ecdadın aynasından yansıyanlar anı olarak kaldı köylerde.
Peçeliyor nefs ve şeytan peçesiyle putlaştırıyor sevgisi.
Seneler, pek çok seneler görüyorum yalnızlıkla geçen.
Senin yürümen için günah işlemen lazım der bir yanına sızanlar.
Gün ışığına dolanmış derelerin sis altında.
Sessizce, haykırıyor aklar düşünce insan kendine.
İllallah huuu’yu nasıl bilirsin ki?..
Şehrin kabristanı ile ecdad kabirleri arasında kalmış sırları insanın.
Zavallı paslı kalplerin yolunu g/özler teheccüt vakti erenler.
Ve dudaklarımından süzülen bir Fatiha açar cennet kapısını.
Hazzı vardır uykunun.
Ne var kutsallığın uyku varken besmelenin der kabusla uyanan uykular.
Çekilmek olmayınca ertelemek de olmaz Azrail gelince.
Nasiplendik elhamdülillah.
Aşkınız daim olsun.
Yüreğinize sağlık.
Allaha emanet olun.
Selam ve dualarımla.
Hoşça bakınız zatınıza.
TÜM YORUMLAR (2)