Doğduğum köyde ağaç dallarından yapılan merdivenlerle toprak damlara çıkardım
Uçsuz bucaksız ovalara kırlara bakınca o toprak damlardan neler görürdüm neler
Bir akşam kızıllığında yalarken yüzümü hafif hafif esen rüzgarlar dalardım öylece
Anlatılmaz bir huzur saçardı köye yaklaşmakta olan kuzular sürüsünün yüzlerce me me mesi
Diğer yanda koyunlar sürüsünün meleyen yavrularına süt yetiştirme telaşı me me me
Tatlı bir ezgi oluştururdu köye doğru koşan arabanın tekerlek zilleri
O ziller ki dingille tahta tekerlek arasında ince bir çelik sac şıngırdardı
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,