Anadolu’da yaşayıp da bilmeyen yoktur
Toprakla uğraşanın hem gözü hem de gönlü toktur
Bilmez helale haram katmayı,
İsterler ki helâlinden yedirsinler çocuklarına her lokmayı
Ayağındaki lastik çizmelere sert gelen anız kökleri
Hem çizmeyi, hem de ayağını delip geçince
Kallavi bir küfür sallardı en alasından ama
Anıza değil, lastiği bu kadar dayanıksız yapana
Taa 1960 larda başlamış derler, haram helal karışmaya,
Birde su katmak pişmiş aşa, sonraları hepinizin bildiği gibi
Benim babamda çiftçiydi ve buğday tarlalarının efendisiydi
Sigara pek az bulunduğundan, tütün ekerdi
Deli tütün derdi babam, her soluk alışında
Halt etmişti Vapur dumanı
Deli tütünden çıkan dumanın yanında
Kimse içmezdi ama bir şişe rakı bulunurdu nedense
Anamın tek varlığı çeyiz sandığının bir köşesinde
Yaraya, bereye birde diş ağrısına iyi gelir diye
Tek lüksü ise, arada bir ilçeden aldırdığı
Romanları okutmaktı benden büyüklere
Hatırlıyorum, harman markalı bir sigara içerdi bazen
Biz içindeki parlak kâğıtlardan küpe yapar
Takardık kulaklarımıza, karton kabını da bilezik diye
kollarımıza
Ceplerinden tütün kırıntıları eksilmezdi
Birde harman zamanı kuytulara ilişen
Başakların kılçıkları, çizmelerinden toprak
Kasketindense, ağaç dallarından düşen yaprak
Çocuktuk, çok mutluyduk, ne alınırsa
İtirazımız olmaz mutluluk içinde kabulümüzdü
Çünkü alın teriyle kazanırdı her kuruşu
Benim babam gibi her baba milletin efendisiydi
Kayıt Tarihi : 25.7.2015 09:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!