Sustukça göklerden çekiyorum üstüme tüm cehennemi,
Suçlu sayılsam Hakk’ın gözünde, başka neyin var önemi?
Dün mancınıklarla Kâbe’yi yıkan Haccâc-ı Zâlim,
Bugün Gazze’de, Filistin’de yapıyor ölçüsüz mezâlim.
Hâlâ çığlıkları kulaklarımda Prijedor ve Srebrenitsa’nın,
Katledilirken masumlar gözü önünde tüm dünyanın.
Gönlümün büyüttüğü, ahhhh, o acı dolu vatan;
Çin zulmü altında ezilen Uygur Türkleri ve Doğu Türkistan!
Kederlerimin bir resmi çizilecekse tuvallere illâ,
Ne Deir Yassin çıkar aklımdan, ne Sabra ve Şatilla!
Bir şehir ki göğünü yıldızlar değil bombalar aydınlatır
Bir şehir ki, bebeklerin ömrü kelebeklerden de kısadır
Kuruyan şu kirpiklerimde yitirdim ebâbillerimi,
Kim geçti şuurumun üstünden, Ebrehe’nin filleri mi?
Bir seher vakti yalvararak ellerimi göğe açayım,
Diyeyim Yâ Râb, küfür tek millet, bense paramparçayım.
Yâ Râb, birleştir bizleri yine el-Câmî adınla,
Sevdir bizleri birbirimize en derin farklılıklarımızla.
Direnişin adı “Sumûd”dur Gazze’de; zâlimin âkıbeti ise Semûd;
Yâ Râb, ayaklarımızı kaydırma, yüreğimizi hep kıyâmda tut!
Dün Granada’da, dün Endülüs’te sönen ezan,
Susmasın Yâ Râb, Müslümanların ilk kıblesinde bir an.
Kayıt Tarihi : 14.9.2025 18:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!