tutkuyla bağlanmıştı bana
cennetten farksız uçsuz bucaksız
ovalarını gösteriyor
önce veriyor sonra soruyordu
beni seviyor musun?
kendi ellerimle ettim
evet dedim
tüm galaksisini önüme döküyordu
omuzlarıma yıldızlarını diziyordu
her zaman aynıydı
önce veriyor sonra soruyordu
beni seviyormusun?
çok büyük hata ettim evet dedim
karadeniz gibi dalgalar oldu
hırçın oldu çılgın oldu
deryalarını ellerime döktü
önce veriyor sonra soruyordu
beni seviyor musun?
çok mu şey söyledim evet dedim
tuttu kelepçeler taktı kollarımıza
aldı savurdu beni oradan oraya
önce taktı da sonra sordu bana
beni seviyor musun?
ne ettimse kendim ettim
evet dedim
yıllarca yükselttiği o dağlarına çıkardı
doruklarını gezdirdi gücünü gösterdi
önce gösterdi de sonra sordu
beni seviyor musun?
herkes gibi biraz
huzur aradım mutluluk aradım
baktım aşağılara hayallere daldım
korktu birden
olmadık yerde tedirgin olurdu zaten
önce korkuyor sonra soruyordu
beni mi seviyorsun?
sustum artık alıştım içimde patlayan yanar dağlara
gözyaşlarını döktü avuçlarıma almadım onlarıda
tuttu olmadık şeylerini vermeye başladı bana
şaştım kaldım ah dedim bu dünya nasılmışsın sen
ah ettim dünyaya da şaştım kaldım ben
yine sormaya başladı
beni seviyor musun?
kadın hala anlamadı
biri çiviyse öteki çekiçti
biri gidiyorsa öteki kalırdı
biri yavansa öteki parlaktı
o anlamak istediği gibi anladı
koynundan yıllarca sakladığı o hançerini çıkardı
herşey sanki senaryo yazılmış gibi oynandı
göğsünden kalbini çıkardı da
fırlattı attı suratıma heryerim de kanları
nasıl oldum bilmiyorum zangır zangır titriyorum
belki kalkar diye sevip sevmediğini soruyorum
sonra birden gölgeler kederler boş saatler
üzerime kökünden dinamitleyip döktüler
ne olduğunu anlayamadan olduğum yerde yığıldım
o hançeriyle adını alnıma yazdığını anladım
(29.11.2012 22:54 AYDIN)
Erdal SoysetenciKayıt Tarihi : 29.11.2012 23:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!