Macarlarlı recep
Görüvermiş bir gün örenli fatma’yı
Görüvermiş bakışlarında bir sevgi çiçeği
Hilesiz bir aşkın meyvesi
Bin dokuzyüz kırk dörtte
Basmışım ilk çılığı kucağında babaannemin
Sonra hatırlıyorum sokakta
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Sanırım saldırı var... Yazdığımı yitirmeme neden olan bir hata mesajı gelip konuyor sayfaya. Geri alsan önceki sayfa açılıyor, ileri alsan o mesaj...
Değerli Dost;
Uzunca yazmak isterdim ama sanırım site ya da PC'ye yapılan bir saldırıdan dolayı yazamıyorum..
İşte o dönem, çok önceleri Orta Asya Türk Devletlerinde de yaşanmıştı.. 'Eşitlik, özgürlük, bağımsızlık' gibi söylemlerin ardına gizlenmiş 'baskı, işgal, kültürümüzün ve dilimizin yanında inancımızı da yasaklayan' bir kabus çökmüştü üzerlerine...
Dönemi anlayabilmek için Sultan Galiyev'in 'iyi okunması', mücadelesinin iyi anlaşılması gerekiyor...
'Türk Devrimi' Anadolu'da boy gösterdi ama yayılamadı..Sultan Galiyev Orta Asya Türk Devletlerini birleştirerek daha yaygın bir biçimde Türk Devrimini gerçekleştirmek için mücadele verirken tutuklandı, sürgünlere gönderildi ve en sonunda Stalin tarafından kurşuna dizdirilerek öldürüldü...
Kişisel inancımdır odur ki, Türklüğün 'damarlarında' dolaşan o özgürlük, adalet ve bağımsızlık aşkı er geç sonuca ulaşacaktır...
Rahim Recep Akdora gibi yürekli insanlar, o ışıklı yolun yolcuları olarak anılacaklardır...
Tebrik, teşekkür ve takdirimle Değerli Dost..
Ne kadar samimi bir dille yazılmış......... otobiyografi gibi..... O dönemlerde aynı acıları yaşayan ve aktaran arkadaşlarımdan da benzer şeyler dinlemiştim..... Gerçekten zor!....
Bunları yaşamak, aktarmak kadar kolay olmasa gerek..... Önce bu acıları sindirmek gerekir, yaşananları irdelemek gerekir....
Şairimiz bunu çok güzel yapmış... Sonra bütün 'dinginliğiyle' de bize akarmış.....
Sizi böylece daha iyi tanımış olduk Sayın Rahim Recep Akdora.... Teşekkür ederiz....
bu topraklarda doğup bu toprakların ekmeğini yiyip bu topraklara Türklüğe ihanet edenler utansınlar sizden...vatan sevgisi nasıl olurmuş örnek alsınlar...
şiir gözlerimi yaşartsa da gurur duydum siz ve sizin gibi olanlar adına..Tam puanlı selamlarımı saygılarımı sunarım....
YÜREĞİNİZE SAĞLIK ANLAM VE ANLATIMI GÜZEL BEĞENEREK OKUDUM ŞAİR YÜREĞİNİZ VAR OLSUN KALEMİNİZ DAİMA NEHİR OLSUN ÇAĞLASIN İLHAMINIZ BOL OLSUN SEVGİLERİMLE
Şairin güçlü kalemiyle, bir hayat böyle geçti. Zulüm altında ama başı hep dik. Çok güzel ve sarsıcı bir dille anlatım.
21 Ağustos pazarı da benden iyi hatırlayan olacağını sanmıyorum,bazı insanlarda iz bıraksa da. Saygılarla.
Birol Hepgüler.
malesef hayat çok acımasız özellikle insanlar öyle olmuş dogru insanları bulmal dileğiyle yüreğine sağlık
İçim ezildi, burkuldu okurken.. her Türk evladı okumalı bu şiiri. Okumalı ki, zalimin zulmunü görmeli.. Türk oldukları için zulme tabi tutulan insanlarımız, bizim insanlarımız. Merak ediyorum, komiser sağ mıdır ki hala? bence, sürüne sürüne gebermiştir,,, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demiyler.. Cehennem niçin var? sorusuna verilecek en güzel , şamar gibi cevaptı şiir.. hoşgeldin dost, usta kalem.. şiirin eskisi yenisi mi olurmuş.. okumayanlar için, her şiir yenidir.. sağlıcakla kal usta.. cehennem ne için var sorusu kafamın içinde hep.. zalimin zulmü için var,, iyi ki de var usta :))) kal sağlıcakla.
BİR ÇINARIN HAYAT HİKAYESİ OKUNURKEN İNSANI ADETA YAŞANILAN YIILARA GÖTÜREN GERÇEKÇİ VE DUYGUSAL YÖNÜ AĞIR GÜZEL VE YAŞADIĞIMIZ BU KUTSAL VATANIMIZIN DEĞERİNİN NE OLDUĞUNU BİRKEZ DAHA BİZLERE HATIRLATAN GÜZEL BİR ANLATIM KALEMİNİZ DAİM OLSUN RECEP AĞABEY
Üstadım...
Çileli bir hayatın gerçeğini nede güzel şiirleştirmişsiniz..
Şiirde şiir diliyle özgürlüğün kutsallığını kazıdınız aklımıza
Sizi ved bu emek dolu gerçek şiirinizi tüm yüreğimle kutlarım TEBRİKLER..
Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet ol..yudumyunus..yunus karaçöp
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta