Beni duyuyor musun memed! ..

Beni duyuyor musun memed! ..

Tuzun koktuğunu da gördük,
dostun attığı gülün yarasını da,
gördük karın yağdığını güvendiğimiz dağlara;
gördük elhamdülillah.
Nişanenin atılıp ta
nişanın bozulmadığına da gördük.

Bakma sevgilim,
nişaneyi çıkardığıma bakma;
hele bir sor,niye
bilmez misin beni
nasılda yürekten severim seni.

Biliyorum beni yürekten seversin,
resimlerimi göğsünde kaldırsan da
nişan yüzüğümüzü çıkarıp atsan da
biliyorum; ama neden yüreğim sızlar onu bilemiyorum.

Bak sevgilim,
çağ değişti,çağdaş olduk;
takiyye yapmak şimdi çok moda
yüreğimde seni taşırken
kolumda Avrupa Birliğinin olduğuna bakma.
Geçen akşam iftarda,sen de duymuşsundur
hep bu konuları konuştuk Başkanla.
Hayırlara vesile olur inşallah,
çağdaş olduk elhamdülillah.

Memed,
dün gece gençlerle Gençliğe Hitabe’yi okuyup bitirdik,
Bursa Nutku’na başladık,zamanıdır diye;
Kınalı Ali’nin mektubunu bizim Halide okudu
hüngür hüngür ağlaştık.
Sana güveniyorum; ama
içimde bir sıkıntı, yüreğimde dinmeyen derin bir sızı var.
Günahı söyleyenin boynuna
Avrupa Birliği’ne sevdalanmışsın diyorlar.
Parmağındaki yüzüğü niye attın Memed?
Bugün yüzüğü atan yarın nişanı da atar diyorlar.
Kavlimiz böyle miydi Memed?
Hilmi Kayıhan