'Canını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır?'
Yunus'un sözüyle 'Dahi çabuk er gerek' diyen derde düştüm ben
Sakın benden yönünü bilmeyen acunda yürümemi istemeyin
Yuvarlandığım kendi gökyüzümde
Dolanıp duruyorum...
Gürültülü sözcüklerdeki yorgunluğumu
Bu ana kadar beni anlamayan yeryüzüne asıp
Geceleri at sürmeyen
Tân vakti cenk etmeyen güneşin sancısını
Yeryüzünün fiyâkalı ışıklarında yakıyorum
Dedim
Sis çökmemeliydi cılgalı yollara
Dedim
Beni artık yormayın
İster sevdalarımı bana bırakın
İster tanıdık yüzümü geri verin
Bir gözüme köpüğü bulaşmış Issık'la
Diğer gözüme dalgası vurmuş kıpkızıl Vey'le
Kut'la, Aral'la,Erciyes'le,Hirâ'yla
Yüzümü yıkayarak veda ettiğim Tuna'yla
Kâh beni bana geri verin
Kâh zülfüme düşmeli şavkı ay'ın
Beni artık yormayın
İster buyruğum ulaşsın, titretsin âlemi
İster ulağı gönderin yarama bassın emi
Ya da gitmeliyim buralardan
Ağ buluttan indirin atları
Tutmalıyım yularını,okşamalıyım yelesini deli tayın
Duymalıyım
Toynak seslerini,rüzgârın gülüşünü ...
Isırmasın seyrek dişleriniz
Beni artık yormayın
Kurmayın
Zamandan habersiz saatleri mekânıma kurmayın
Şimdilik
Bin tufan doğuyor sustuğum her yerde
Hele
Faili meçhul cinayetleri hiç ama hiç sormayın
Tek bir sesim değse sesime
Kaç kirişi kırar bu beş duyum ?
Sustukça patlayan çığlığımla
Gecenin bu vâkti uyuyanları uyandırmaz mıyım ?
Gözlerimde ihtilâl,yüreğimde mayın...
Kuşanan öfkemi doldurmuşken sineme
Tân yorgun
Bozkır yorgun, tuğum yorgun
Atlar yorgun,mahmuz yorgun,rüzgâr yorgun...
Velhâsıl...Bitsin bu işkence
Otağımın kapısında durmayın
Gece,gece ...
Beni artık yormayın...
'Dahi çabuk er gerek'
Yine yol gözüktü
Uluğ beğler,serdarlar,yayabaşı, bölükbaşı,nişancılar,çeriler !
Hazar gölüne varmaya !
Kızıl Elma'ya haydi Kızıl Elma'ya
Bâri siz durmayın !...
Kayıt Tarihi : 17.5.2019 23:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!