Bir damla yaş düştü mü avuçlarına,
bil ki gün doğuyor bir yerlerde
dünyamıza.
Yağmurdan say...
Fırtınadan arta kalan sudan,
eriyen kardan,
yüreğimi dinamitleyen
bu vaveyladan say.
Yanıtsız sorular sor kendine,
cevabı benden olsun.
Aksız üzülür müydün
bir çocuk cesedine
Bağdat sokaklarında?
Bensiz sulayabilir miydin
yüreğinde yeşeren
ayrık otlarını?
Kaldırabilir misin bana dair
sorguları,
yüreğini ufalamadan?
Bırakabilir misin
gülüşlerindeki o yangını
bensiz yansın?
Beni an.
Beni an ki
birkaç martı
gagasında su taşısın
yürek yangınıma.
Benden sonra bulacağın
aşk olsun,
yüreğini yarıya bölen
sözler olsun.
Çalsın metruk haneleri
davetsiz...
Ve sen,
mazeretsiz gel.
Seni anlamak
karşılıksız kalmasın.
Beni an.
Beni an ki
beni vuracak usta avcılar
düşsün peşime
kuytularda.
Düşsün ki
kurşun yarasına değsin
güzelliğin.
Zincire gelmez güzelliğine
vurgun her avcı
parçalatsın yüreğimi
köpeklerine.
Ama her söze
alınganlık oynamadan,
aşkta cömert ol.
Bu şarap sofrasına
bir mum yak ki
vazgeçmesin gönlüm
esaretinden.
Nereye, ey aşka yılışık gönlüm?
Nereye?
Söyle,
bu yolların kahrını
neye yüklersin?
Bilmez misin,
yalnızlıkta akşam ahları
başkadır.
Daha bir koyar adama
sessizlik.
Nereye dönsem,
yüzüme kararırsın.
Bu suskunluk,
akşam suskunluğudur.
Bilinse de kaynağı,
kurutamazsın
kara kara dökülen efkârı
yüreğimde.
Bu suskunluk
kimseye değil—
ne dese, kendine der.
Bir kayıp yavru ceylan çığlığıdır,
o kaygılı, ürkekliktir içindeki.
Ah, bir de
acısı yakmasa içten içe...
Parça parça yedirtmese
kurda, kuşa yüreğimi...
Kırılıp düşen aynalarda
yüzün mü kaldı?
Kimin ellerine kanarsın
yara yara?
Kesse özlemini
gün boyu yağan bu sağanak?
Avutsa
ceplerimde taşıdığım öpücükler?
Vereceğim,
alsalar...
Hem vallahi, hem billahi
vereceğim yüreğimi—
dindirmek için
sana göçen kuşlarının heybesine.
Bir anlık soluklanmak uğruna
vereceğim.
Ne varsa yüreğimde
yüklenmiş sana dair,
vereceğim.
Her duvara boyadığım
emsalsiz yüzünü,
varsın eksik olsun
yaralarımın sızıntıları.
Gönül harabelerine konan
baykuşları beslemekten
bıktım artık.
Kime akarsa aksın
nehrin suyu,
ama olmasın içinde
devirdiğin uçurumlarımda
biriktirdiğim yankılar.
Sesim olmadan çağır
neyi çağıracaksan...
Biraz da bencili ben oynayacağım,
patavatsızca.
Salim Diyap
Kayıt Tarihi : 17.2.2005 23:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!