Neden bu kadar amansız, bu kadar zalimsin hayat?
Sustukça hep ezildim, kimseye hayır diyemedim.
İyiliğimin bedelini hep yalnızlıkla ödedim ben,
Değer verdikçe değersizleştiğimden yoruldum.
En kırılgan yerimden vurdular, hiç acımadan,
Yanlışlarını gördüm, sustum insanlık bende kalsın diye.
Düşündüm durdum, doğru yanlışı tarttım durmadan,
Bu bitmek bilmeyen, iç hesaplaşmalardan yoruldum.
Ne kadar iyisin dediler, sürekli aynı yalanları duymaktan,
Yaralarımı açıp, sonra hiç ardına bakmadan kaçmalarından.
Ben bu kadar dert ve çileyi kim için, ne için çektim bilmeden
Ruhumun yorgun, kalbimin yaralı olmasından yoruldum.
Herkese zaman ayırdım, kendime bir an bile vermedim,
Kendi mutluluğumu unuttum, herkesi mutlu ettim.
Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı hep gömmekten,
Bu içimde biriken dağların altında kalmaktan yoruldum.
Aklımızdasın, kalbimdesin dediler, duygularımla oynadılar,
Sonra beklentileri bitince beni bir köşede yalnız bıraktılar.
Sabırla bekledim, hayallerim gerçekleşmedi, umutlarımı hep kırdılar,
Sabrın sonu selamete çıkacağı günü beklemekten yoruldum.
Hak etmediler bu sevgiyi, değer verdiklerim,
Yalan sözlerine kandım, çok derinden yara aldım.
Bu hayatta karşı hep yanıldım ve hep ağlayan ben oldum,
Bu bitmek bilmeyen, yalan senaryolarından yoruldum.
Penceremden sızan güneş bile artık yabancılaştı,
Gülücükler maske oldu, ardında bin acı bıraktı.
Kendi gölgem bile yoruldu, peşimde koşmaktan,
Hep aynı değişmeyen bu döngüyü görmekten yoruldum.
Her yeni gün, bir öncekinin kopyası san ki,
Umudumun dallarını kurutular, çiçek açmaz belki.
Bu hayatta beklentim olmadan bile, zor gelir oldu,
Beklemekten, boş yere umut etmekten yoruldum.
Sözler ağır birer ok oldu, kalbime saplandı,
Güvendiğim limanlar birer birer fırtınaya kapıldı.
Yalan rüzgarları etrafımda dört dönüp durdu,
Bu sahte yüzlerden, samimiyetsizlikten yoruldum.
Geceler uzun, yatağım soğuk sessizliğim dipsiz bir kuyu oldu,
Uykusuz gecelerim, gözlerimde biriken yaşların suyu la doldu.
Rüyalarım bile beni yalnızlıklar içinde çaresiz bırakıp gitti,
Sürekli uykusuz kalmaktan, ve üşümekten yoruldum.
Bir ses duysam içimden, biraz daha dayan diyen,
Bir ışık görsem tünelin sonunda, yalnızca bir ışık gel diyen.
Bu sadece sessizliğin yankısıydı, boşlukta dönüp duran,
Bu sonsuz sessizlikten, duyarsız dünyadan yoruldum.
Kim bilir belki bir gün, bitecek bu fırtına,
Belki bir gün güneş yeniden doğar, benim için yarına.
Yoksa bu yüreğimdeki çığlık sesi, hiçbir zaman durmaz,
Her şeye rağmen, yorulmadan yaşamaktan yoruldum.
Yüreğimdeki bu ateş, bir türlü sönmez oldu
Her yanım alevler içinde, her tarafım küllerle doldu.
Tüm kapılar kapandı, dışarıya açılmaz oldu,
Herkesten uzak, içimde tek yanmaktan yoruldum.
Adımlarımı sürükleyerek giderim bir bilinmezliğe,
Gözlerim yorgun bakıyor, ruhum ise sanki hiçliğe.
Bir boşluk var içimdeki, her şeyi tüketen ben bitiren,
Bu anlamsızlıktan, bitmeyen bu bilinmezlikten yoruldum.
Her giden arkasında mutlaka bir iz bırakmış
Benim izlerim ise silinmiş, sanki hiç yaşanmamış.
Ben artık unutulmaktan korkmuyorum, boş verdim,
Çünkü unutulmaktan, hatırlanmamaktan yoruldum.
Son bir kez nefes almak isterim, son kez istiyorum,
Sonra gözlerimi kapayıp, sessizce silinmek istiyorum.
Uçsuz bucaksız bir denizde kaybolmak istiyorum,
Artık mücadele etmekten, ve bu hayata var olmaktan yoruldum.
Ben yoruldun hayat artık gel üstüme ne olur gelme gelme…
Kayıt Tarihi : 23.8.2024 07:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayatın ne kadar zalim olduğu
Aynen öyle zalim hayatın acıması yok kimini az yorar kimini ise öyle yorar ki nefes bile aldırmaz yorumunuz için çok teşekkür ederim. Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)