Susmalarından bilmiştim gideceğini.
Susuyordu yine, konuşulacak ne varsa susuyordu.
Susmalarından belliydi, tekleyen ömrümü terk edeceği
Eşikten attığı son adımda bile susmak en iyi becerdiği işti.
Gelmeleri de ıssızdı hatırlıyorum,
Konuşurken hep sessiz harfler seçerdi,
Susarken bile en sessiz yerinden yakalardı suskunluğu.
Konuşsa, dilinin tüylerine yerleştirdiği ‘ben’ler dökülecekti dudaklarından
Benciliğinin perdelerini kaldırmamak için
Acılı sonları soyunup, suskunları giyinmişti.
Gidecekti, sessizliğinden bildim biteceğini.
Ayaklarına dolağım şiirlerimin dizelerine kan dökerek çiğneyecekti,
Çığlık çığlığa öldürecekti benim susamayışlarımı da.
Tanıdım onu daha ilk susmalarında,
Kimse onun kadar içten susamazdı çünkü.
Susmalarına gizledim kendimi
Hiç dilinden düşürmediği susmalarına.
O, bir kucak dolusu harfle, yüzüstü düştüğüm ayrılıkta bıraktı beni.
Ben sapasağlam bankın üzerinde kırık dökük hayalleri.
Bu aşk öyle haindi ki,
İhanetleri parçalamıştı da içimi,
Ben yine de onda bütünlemeye kalmıştım.
Kayıt Tarihi : 10.4.2012 20:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!