Ben ve Cezaevi Şiiri - Lokman Hamitoğlu

Lokman Hamitoğlu
233

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ben ve Cezaevi

BEN VE CEZAEVİ

I

Siz hiç cezaevini gördünüz mü?
ben çok gördüm...
Hep önünden geçerdim cezaevlerinin.
İlk askerlerin nöbetçi kulübelerini görürdüm,
Sonra o uzun duvarları,
Büyük kapıyı,
Camların altında ki tellele ring arabalarını,
Ve mavi elbiseli gardiyanları...
Gardiyanlara üzülürdüm;
Demir kapılar ardındalar diye...
Ve askerlere üzülürdüm;
Gece gündüz tetikteler diye...

II

Siz hiç cezaevine girdiniz mi?
Ben girdim...
2 Şubat 2000 de girdim...
Hava kurşun gibi ağırdı,
Yerlerde kar vardı.
Beni 60 kadar mahkumun olduğu bir koğuşa verdiler;
- Selamun Aleyküm...
- Ve Aleyküm Selam..
Geçmiş olsun faslı...
Memleket, dost, akraba faslı...
Büyükçe bir koğuştu,
Büyükçe bir de bahçesi vardı,
Ama soğuktu,
Duvarları soğuk,
İnsanları soğuk,
Bahçesi soğuktu...
Bakışlarda riya vardı,
Sözlerde yalan...
Ufuksuz düşünceler içindeydim.
Biliyordum hiç bir şey eskisi gibi olamayacaktı.
Dosluklar! bitecekti,
Aşk - meşk talana uğrayacaktı,
Sevdiğim! gidecekti...
Irmaklar yatağından çıkmıştı bir kere,
Sürü ters dönmüştü,
Ve sürünün başını topal koyun çekiyordu...
İşte bu düşünceler içinde nemleniyordu gözlerim,
Beynim kafatasından atacak gibi oluyordu,
Ölüme koşmak istiyordum,
Yaşamak için nedenlerim!
Ölmek için sebeplerim vardı!
Zelzeleye tutulmuştu bedenim!
Ürpertiler içindeydim...

III

Hasret tufanında boğulmak bu olsa gerek,
İmkansızlığı yaşamak,
Umuda kurşun sıkmak,
Ümidi aşmak bu olsa gerek...
Peşpeşe sıralanırdı hıçkırıklar boğazımda,
Çaresizlik iliklerimde gezerdi,
Gözlerimde şimşekler,
Ağzımda duâ,
Kavga...
Ellerimde zincir!
Göğsümün üst yanında inceden bir titreme,
Yoksa... Yoksa sende mi gidiyorsun?
Ayrılık türkülerini mi seçtin?
Dönüşsüz gidişleri mi tercih ettin?
Bir kurşun verin bana...
Amanın! ..
“İşte gidiyorum çeşmi siyahım” ı söyle emmoğlu,
Bana bir sarı çiçek getirin,
Bir kalem, bir kağıt, bir de zarf...
Denizlerin fırtınasını andıran bir mektup yazayım,
Nefrin okuyayım,
Sabır okuyayım,
Ve ağlayayım geceler uzunluğunca,
asırlarca yanayım, yanayım, yanayım...
Kimseler beni anlamasın,
Kimseler halimi sormasın, Bir başıma kalayım hüzünlerimle,
Acemice yazdığım şiirlerimle,
Kuralsız okuduğum türkülerimle,
Kralına kadar elemlerimle bir başıma kalayım...
Bugün gök kubbe ağlasın,
Bugün ayrılık kınalar yaksın,
Yalancı sevdaların kulakları çınlasın...
Aramıza çelik halatlar girsin,
Yüreğim cehennemleşsin...
Canavarlaşsın sılaya çıkan yollar,
Bırakın beni!
Benim bugün mazeretim var...
Pes etmek için sebeplerim,
Direnmek için nedenlerim var!
Kavgalarım var barışa dair...
Savaşa dair isyanlarım var...
Benim sırtımda bugün hükümlerim var!
Hücreyle!
Zındanla!
Zincirle hükümlerim var...!

IV

Bir iman dürter beni 1
Kur’an baş ucumdan bakar...
uykusuz gecelerimde seccadem beni sarar...
Ayetler gönlüme huzur verir...
Hadisler yol gösterir...
Siyer-i Nebi beni ağlatır...
Kerbela düşer gönlüme!
Necef’ i aklımdan çıkaramam...
Sonra dünya boş gelir...
Anlarım ki ben yanlış yaşamışım,
Dışarda gördüğüm izzet; zilletmiş,
Zillet sandığım hapis; izzetmiş...
Gidenler,
Dönüşsüz gidişleri sevenler...
Artık hiç gitmeyecek sevdalarım var!
Kur’an-ım 1
Seccadem 1
Tesbihim...!
Cezaevi anatomisi iflas etmiştir.
Medreseyyi Yusufiyedeyim artık.
“Buralar belalar menzili,
Diriler kabri,
Düşmanların şamata yeri,
Dostların imtihan mahallidir.”
Diyen Hazreti Yusuf’ un öğrencilerindenim.
Yüzümde ağaran tan yerinin rengi,
Gözlerimde bahar,
Ellerimde güller,
Irmak gibi akan göz yaşlarım dünya sılasına değil.
Ukba’ ya özlemden...!
Sinemi sıkan firak ünsa’ dan değil,
Alemlere Rahmete olan sevgiden...!
O’ nun (s.a.v.) bakışlarında ki emniyeti,
Sözlerinde ki letafeti,
Ashabına uhuvveti arıyorum...!

V

“Candan” biri çıkıyor karşıma, adı: Kenan...
Kaynayıveriyor kanımız birbirimize,
Abi kardeş oluyoruz,
Kardeşliğimiz hapisle sınırlı kalmıyor,
Her hafta mektubunu alıyorum,
Selamını alıyorum,
Benim için yoruyor kafasını,
Zamanını ayırıyor zamanlı zamansız...
Sonra Ebabekir’ i tanıyorum...
Fatih’i...
Eralp’ i...
Mükremin abiyi...
Mehmet abiyi...
Hasan Hüseyin’ i...
Eralp ve Ebabekir ziyaretime geliyorlar
Fatih ve Mükremin abi mektup yazıyorlar.
Mehmet abi ve Hasan Hüseyin selam gönderiyorlar.
Ve dışardaki insansızlığa inat
İnsanlık yeşeriyor içerde...
Hiç tanımadığım insanlar beni bağrına basıyor
Bana mesaj gönderiyorlar
Mektup yazıyorlar
Hal hatır soruyorlar
Kabarıyor yürek
Duygulanıyor gönül
Gözler ağlamaklı oluyor
Gözler ağlamaklı oluyor Üsküdar’ dan bir dost;
- Yardımcı olmak istiyorum” deyince
Ve mektup gönderince...
Yeniden cemre düşüyor
Oysa düşüvermişti aylar önce üç cemre
Ama bu başka
Yön değiştirsin artık ızdırap dolu bulutlar
Hüzün şimşekleri başka yerde çaksın
İniltiler cendereye girsin
hapislikse hapislik
Elbet biz kazanacağız! ..

VI

Siz hiç cezaevine girdiniz mi?
Ben girdim,
- Nilüfer’ de girip çıkmış -
Ben halen içerdeyim, Ve günleri hiç saymadım;
Yanlızca yakalandığım gün;
Yani 25 Ocak bana bir şeyler hatırlatır...
O gün geldimi bir yıl daha geçti derim...
Yarın çıkacak kadar umutlu,
Hep burda kalacak gibi tertipliyim...
Burası bana bir kaç önemsiz şey kaybettirdi...
Burası bana çok önemli şeyler kazandırdı...
burası okul hayatı değil,
Hayat okuludur!
Dost ve düşmanımı tanıyacağım,
Kimin için yanıp ağlayacağın öğreneceğin yerdir bura...
Bura yaşamın dışında görünen,
Yaşamın şah damarıdır!
Kim buraya nasıl bakarsa baksın,
Benim için cezaevi = Medreseyyi Yusuffiye...
Ötesi yok! ..

Lokman Hamitoğlu

Lokman Hamitoğlu
Kayıt Tarihi : 8.6.2006 10:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Eralp Kırlı
    Eralp Kırlı

    abi yuregine sağlık cok guzel yazmışsın yine bizleri untmamışsın :)) walla sana ne zamandan beri mektup yazamadım die içim içimi yiğiyor ne olur kusura bakma abi bu hafta yanına gelicektim am evdekı hesap yine uymadı gecedeyim bu hafta bilg arıza yapmıştı bayadan beri netede giremiştim neyse abı soran herkeze selamlar allaha emanet olun

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Lokman Hamitoğlu