ikindiye çok çabuk erdik
hayalleri
akşamın kızıllığına serdik
...
çocukça sevincim
bir top peşinde yuvarlanır
çember çevirip yarışırken
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
AŞK - insanı her yaşta yakalar. Her yaşta aşık olabilir insan, çocukluk aşkı - çocukça aşkın, çocuksu tadı, güzelliği, tertemiz ve saf ve platonik
Gençlik aşkı -daha kaynar, ateşli, daha bir heyecanlı ve hiç bir şeye bakmadan seven, beklentisiz, hatalarını görmeden, ya da kabul ederek
Bir de olgun yaşın sevgisi var tabi, akılla duygunun bir birini tamamlayan mengenesi, Görerek, tanıyarak, değer vererek.
İnsanı aynı zamanda hem de insan gibi, dost gibi, sevgili gibi sevmek. Digerlerinden senin için önemli olan farkını hissederek sevmek. Bakan gözle değil, gören gözle yani kalbin gözüyle sevmek.
Şimdi şiirde çocukluk dönemiyle gençlik dönemi arasında olan bir aşkı görüyoruz. Genç bir kıza aşık. Ama bu aşk platonik.ve
akşamın batan güneşinin kızıllığı renginde. Aynı zamanda sevdiğinin çehresini anlatıyor. Zenitteyken bakabilmediğimiz güneş, batarken nasıl yuvarlak, nasıl büyük ve güzel, alev alev yanan, gözlere güzellik bir manzara.
Hala bir eli annesinde, bir eli sevgiye uzanmış, için için yanan bir kalp.
Ey aşık, şimdi olgun yaşta birisine aşık olsaydın ne derdin acaba? Bir hece şiirim var onu hatırladım. Bahtiyar Vahapzadenin bir şiirinden aldım konusunu:
Sen mi bu dünyaya gec geldin, gülüm,
Men mi telesmişem bile bilmedim?
Eşgin üreyime güç geldi gülüm,
Seni üreyimden sile bilmedim.
Şiirin finaline benzedi ama tam ters bir durum bu bentte
Hikmet bey, sizi tebrik ediyorum. Şiiriniz güzel, final daha bir vurucu.
gece kâbuslarıyla bir kucağa sığınıp
gündüzleri bir eteğin ucuna tutunur
ve korkulara yenik düşüp
endişeyle “anne! ” derken… Yüreğine sağlık hikmet hocam...
ben sana geç kaldım
sen bana erken…
çocukça sevincim
bir top peşinde yuvarlanır
çember çevirip yarışırken
ve saklambaç oynar
fısıldaşırken…
gece kâbuslarıyla bir kucağa sığınıp
gündüzleri bir eteğin ucuna tutunur
ve korkulara yenik düşüp
endişeyle “anne! ” derken…
sen gencecik bir fidan
tomur tomur bir beden
ceylan kıvraklığında
yere göğe sığmayan
ve baharı giyen sen
aşk şarkıları söylerken…
…
şimdi ben ikindi serinliğini
sen akşamın kızıl derinliğini
içimize çekerken…
ben sana geç kaldım
ey sevgili
sen bana erken
bazan sevgiler sandığımızdanda erken gelir bazanda elimizdekinin kıymetini kaybedince anlarız yüreğiniz var olsun hocam güzel bir şiirdi selamlar....
Ömür dediğin gelir geçer derler ya hani;bir zamanlar top,çember peşinde koşarken,bakmışsın akşam olmuş.Keşke bu günleri geri alacak bir düğmesi olsa yaşamın.Güzel rüyalar,tatlı anılar tekrar yaşansa.İşte o zaman geç kalmışlıklarda kalkar ortadan.güzel şiiriniz çok hoş bir keyif verdi.Yüreğinize sağlık.
Bildiğim kadarı ile ŞİİR sınır tanımıyor. Serbest şiirin ustası Hikmet Çiftçi Bey...O serinlik o derinlik şahane. Yani bir limandayız. Burası deniz şurası sahil. bir nimet bin külfeti paylaştık. +10 + antolojim. Kutluyorum. Nazır Çiftçi 11.03.2011 // Ankara
Aslında ne geç kalınmışlıklar vardır nede erken gelişler,öğretilerle hayatımızı idame ettiririz,başkalarının başkalaşmışlıkların gelenekleri,acaba ne derleriyle,farkına bile varamadan kendi hayatlarımızı rafa kaldırıp,başkalarının öğretilerinde bir rol dür oynadığımız hayat sahnesinde...
İşte bu yüzdendir ki hep isyan edesim gelir böylesi aşkı,sevdayı anlatan şiirlerde ki finalin umutsuzca bitişine...
Şiiride şiir yapan bu destansı sevdalarmıdır onuda sorgulamak gerekir elbet...
Şiir; okunurken birden sizi içine alıveriyorsa,okumayı bırakıp yaşıyorsanız şiirin içinde,işte şiir budur dedirtiyorsa size...
ve yorum yazmayı beceremezken susmak bilmiyorsa kelimeler şiiri anlatmak için ne denilebilir ki şiiri yazan şaire,üstad yüreğine sağlıktan başka...
'BEN SANA GEÇ KALDIM' isimli şiirinizi okurken, yıllar önce yazmış olduğum ve paylaşım yapmadığım 'SEN Mİ ERKEN GELDİN BEN Mİ GEÇ KALDIM' isimli şiirimi hatırlattınız.
Bu şiir de bir çocuğun platonik aşkını alğılıyorum. Umarım yanılmamışımdır. Anlatım had safhada başarılı, şiirin içine hemen girip bire bir şiiri yaşar gibi olduğumu ifade etmeliyim. Şiirinizin özellikle son bölümüne doğru, sevgilinin güneş gibi batışını simgeleyen kızıllığın içinde ömrün son halini vurgularken, sevenin de, ikindi serinliğini durgunluğunu vurgulamak şiiri inanılmaz etkili kılan dizelerin şahlanışı ayrı bir renk katmış. Bana göre işte şiirde ki başarı burada. Başarılı şiirlerin hakkını vermeyi bir vazife kabul etmiş olmamın, huzuru içinde, bu şiirinizin hakkı olan, tam puanı vererek, listeme alıyorum. Gönülden kutluyorum ve başarılarınızın devamın diliyorum. Saygılar
Bırakalım top yuvarlansın
çocuklar eğlensin olabildiğince
çünkü geç kalmışlığın bir yanı hep kırık
saklanır durur arkamızda oyun sona erince
Bizi mutluluğa götürecek yolculuğa
göğsümüzü açamadık özgürce
Çember kırıldı düşler onarılamaz artık
dışında kaldığımız oyuna
katılamayız saçlarımıza kar yağınca
Kim bıraktı ki bize
gökyüzünde çocukluğumuzu bulalım
ÇOK GÜZELDİ..........TEBRİKLER.........+.........+
SEVGİLERİMLE...........
Bırakalım top yuvarlansın
çocuklar eğlensin olabildiğince
çünkü geç kalmışlığın bir yanı hep kırık
saklanır durur arkamızda oyun sona erince
Bizi mutluluğa götürecek yolculuğa
göğsümüzü açamadık özgürce
Çember kırıldı düşler onarılamaz artık
dışında kaldığımız oyuna
katılamayız saçlarımıza kar yağınca
Kim bıraktı ki bize
gökyüzünde çocukluğumuzu bulalım
ÇOK GÜZELDİ..........TEBRİKLER.........+.........+
SEVGİLERİMLE...........
Sevmek bütün dünyasına hakimse kişinin, sevilen herşeyiyle gönüle yerleşmişse, doyumsuzsa duyulan aşk, 'ayrı geçen her lahza' geç kalmışlığın suçluluğunu yükler sevene...
Sevilen önce gelmiştir 'bir başka limana', yanaşmıştır istese de, istemese de... Seven ise o limanın ötelerindedir... Ya farkında değildir, yada elinde değildir... Veya hem seven, hem de sevilen 'ortak bir limanda buluşma' iradesine sahip değildir... Seven; 'kendi sığınağında' beklemeye başladığında, araya mesafeler girmiştir... Bir bakıma geçtir vakit... Ve sevilen için yanaştığı limandan ayrılmasını beklemek zor gelecektir... Şartlar eşit değildir artık...
Sevdaların başına gelebilecek hallerdir bütün bunlar... Sanırım şiire tema olan duygularda bunun 'veciz' ifadesidir...
Serbest şiirin 'genişliğine, rahatlığına' çok dikkatli bir şekilde yerleştirilmiş bir şiirle karşı karşıyayım... Hemen hemen hiçbir sözcük ne eksik, ne fazla... Kişisel görüşüm, 'şiirin finalini' biraz gölgede bırakan 'yargı/sonuç' ifadesinin 'ilk iki dizede' okuyana söylenmiş olmasıdır... Olmasaydı o iki dize, yada 'çocukluğa özdeş yapılan dünya gailelerini imgelediğini düşündüğüm' bölümlerin arasına yerleştirilseydi, finale de aynen mevcut dizelerle gelinseydi, daha mı etkili olurdu, düşünülmeye değer...
Şiirde okuyanın dikkatine-anlama zahmet ve becerisine bırakılan 'büyüme- gelişme dönemi ve korkulardan-endişelerden kurtulma', bir başka deyişle 'yaşamı garantiye alma' tercihi; gençliğin o ilk heyecanında 'buluşamamayı' beraberinde getirdiği gizemli, şiirsel bir dille işlenmiş... Aradaki kafiye uyumu yumuşak, ahenkli bir tad vermiş...
Defalarca, haz duyarak okuduğum eseri için Değerli Dostum Hikmet Bey'i tebrik ve takdir duygularıyla kutluyor, tam puanla değerlendirip, şiiri antoloji listeme alıyorum...
Sevgi, saygı ve muhabbetimle... Mustafa Bay
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta