Ben Oyuncaklarımı İstiyorum

Sevinç Kavuk
1200

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ben Oyuncaklarımı İstiyorum

Oyları değerlendirenler niye nazikler? Oylar, AKP’nin Türkiyeyi kucakladığını söylemiyor, Türk milletinin bütün Türkiyeyi kucakladığını anlatıyor!

Niye mi? Söylerim zevkle. Türk halkının düşünceleri sevgi ve anlayışları aşk, kendine mal etme zevkiyle, hep aynı ezber, aynı makam musiki çalmayın, yeter! Edepsizliği de kucaklıyorum dedi Türk Milleti. Surata bak surata… ne oldu be? Ekşimiş muşmula gibi… haaa… söyleseydin ya… Ne gezer. Söylemezler… falcı ederler hep biribirlerini. Ya da anlamak istersen anlarsın, anlamayınca da ederler seni bir üstten bakancı… Peki, dediğiniz gibi olsun: Türk halkı. Kucakları sımsıcak! Anadolum gibi! Anadolum kokuyor her biri!

Amerika ile dost değilim, abartma, onlar olsa olsa arkadaşım olurlar sadece. Öyle de olmalılar... Bu bir üstünlük hakkıdır, yeryüzünü paylaşıyoruz birlikte. Tebessüm etmek nezakettir, yetmez dostluğa. Alo AKP? Orada mısınız? Diye sormuyorum, diyorum ki, AB varlığımı inkar ediyorsun! Kendine gel. Nerde dolaştığını biliyor halk. Yüreklerini öpüyorum. Kızmayın, tamam, küçüklerimim yanaklarından, büyüklerimin ellerinden öpüyorum.
Alo AKP? Gel hadi. Ama nasıl gelsin ki. Mahalle fırlaması bir orta oyunculuğuna kukla.

Ben doğuluydum ya, AKP de beni benzetiyor çul, çaputla bir şeylere. Bir çuval kömür gözümüze ha AB ha ABD ha AKP şirketi, ha Allah’lık, peygamberlik sataşı, azar… Ben de seve seve AB oldum. Beşiktaşlıyım zaten. Sonradan oldum tabi, hoş, şirin mi şirin bir hatırası var içimde… Arapkir’de, siyah önlüğüm vardı, beyaz bir yakalık, önüne de sarı lacivert kurdele bağlanırdı… o zaman öyleydim, neydim bilmiyorum tabi…

Nasıl? Batılı kültür ve huyunu tanıyor muyum? Karakterim sağlam, elhamdülillah! Burası benim topraklarımın kokusunu taşıyor, evet! Hayali ihracat ithalat ticaretçimiz biraz akıllı insanlarla da dolaşmayı becerebilmeli! Diyorum hani. Egemenliğin ne olur AKP? Sıkar değil mi? Amerika’da arap, Yahudi sermayesi cirit mi oynuyor? Avrupa da akıl oynuyor… Hep aynı terane. Sahi, ortak yanınız da var, niye gelmezler, hayret…

Ben Türküm! Açık bağrım, yüreğim! Kucaklarım sımsıcak diyemem, Anadolumun kucağı sıcak, benimki de öyledir, inanıyorum buna. Çünkü, güneş hep batıdan batmıyor. Benim yüreğimde batan güneşi gördüm. Doğuşuna nasıl heyecanlıydıysa, batışına öyle sevecen mutlu, öyle çağdaş, şirin mi şirin.

Ben oyuncaklarımı istiyorum. 1 Eylül Dünya Barış günüymüş. Yalancılara da bakın. Ben barışı korumayı becermeyi başarmalıyım, beceriyi başarmaktır temeli, barışı korumayı becermenin yani. Anladın mı? Omuz kalktığına göre. Bana ne. Zahmet et biraz. Anlarsın işte.

Ben oyuncaklarımı istiyorum. Oyun çağındayım, oynayacağım.
Egemenlik paylaşılır! Kiminle mi? Vatan toprağıma yakın olan kokusuyla! Yöresel miyim baksana? Verin oyuncaklarımı bana, küresel yıldız olacağım! Sorumluluk öğrendim tarihlerdenmiş, palavra, tarihimden diyeceğim işte! Nereye bastıysa ayağım, orası korumaya değerlerim. Ben Türküm! Koruma ve korunma aşkıdır yüreğim.

Siyasi irade! Yalnız bırakılırsa tökezler! Yanındayım! Ya sen? Gelebilecek misin buraya kadar? Amacında var mı, bastığın yerleri incitme huyun. Başka da ne öğrenebilirdin ki zaten. Suyu bol akıyor değil mi? Ben bastığım yerlerde, Türküm, doğruyum, çalışkanım demeyi sevmeyi öğrenmiştim, çok sevmiştim, doğuştan almış gibi bir doğallıkla incitmeden, inciltilmezliğimle yaşamı, anlamıyla yaşadım. Hoş bir tat! Öneririm bu yemek tarifini.

Ne iş yapıyorsunuz? İçerde nedir işiniz? Dışarıda ne bulamayacaksınız? Ben buldum! Ezber batırmayı, bozmayı buldum! Küçük yalanlar söylenir diyemiyorum ki. Ben bu ezberi küçücüktüm, bozguna uğratıyordum hep, seviyorlardı beni bu yüzden, birazcık şımarıyordum tabi. Yani, hiç kızan, bunu hoş bulmayan bir tutumla karşılaşmadım. Hep sevimli tebessümlerdi gördüğüm. Buna işte, şımarıyordum diyorum ben. Öyle asil bir tebessümlerdi Ben dışarıda, kendimi tanıdığım gibi yaşamayı sevdiğimi sevdirmekten alınan sevgiyi, hayranlık dolu sempatiyi buldum.

Oyuncaklarımı istiyorum! Oynama çağındayım, oynayacağım! Çık hadi kümesten… sepet sepet yumurta toplamak istiyorum. Amerikada ne gıt gıt gıdaklıyorlar AKP? Canı da sıkılmıyor hep aynı teranede dolaşmaktan… Baklayı ben dilimin altından çıkarıyorum…
Alo, neredesin? SoS çan çalıyor… ses ver! Dillerini yutmuşlar denilmez ki. Onların ağzına bakmalı, paçalarından akmıyor ki… Hangi ağızdan ne taşıyorsunuz? Çelik çomak kaç satranç oynatır? Bilmece, buldurmaca, yok mu buna bir baca…

Çocuklara sorun, söyler onlar… Barışı sormayın, bilmezler… Büyüklerini gördüklerini söylerler sadece…

Alooo, duyan yok mu? Oynamak istiyorum, oynamaya meydan bile buldum, buyurun… Dış siyaset menüsü bu hafta beş ayrı lezzetle süslüyor küresel sofrayı… oyuncaklarımı verin, söylemem yoksa… Güneş hep batıdan batmıyor. Batıda, güneşi doğudan doğan yüreklere batıyor. Batılıyım unutma… batılı İslam olacak, ben Türk olmayacağım ya hani…

2 Eylül 2007

Sevinç Kavuk
Kayıt Tarihi : 2.9.2007 05:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sevinç Kavuk