BEN KARANLIKLAR ADAMIYIM SEVDİĞİM
Ben karanlıklar adamıyım sevdiğim.
Yıldızlar gelir dokunur göklerime,
Yıldızlar ölür ben gidince,
Parlayacaksa;
Benim sayemde parlar yıldızlar...
Çünkü ben yıldızlara parlaklık bağışlayan,
Gecenin sahibiyim.
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Bazen kuşların efendisi,
Bazen yıldızların kölesi,
Bazende güneşin gökteki gölgesi.
Benim en onulmaz yerinden çıkan bir yasam var... Sevdiğim!
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Bütün geceler bana ait;
Al her şey senin olsun,
Her şey.
Bütün renkler,
Yarım kalan hayaller,
Ve kaybolan umutlarında senin olsun
Bana tek bir şeyi bırak;
Geceyi...
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Ben ruhu göklere asılmış adamım
Ve içimdeyse;
Gökkuşağından renkli bir sen
Dışımdaysa siyah dünya
Ve senin renkli renkli
Bakışın;
Gözlerimi dolduran;
Gözyaşlarımın.
İki dağ arasından süzülen nehirin uçuruma kadar gelip bir şelale gibi akmasına sebepti.
İşte ben bu yüzden istemiyorum renkleri...
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Ben renk nedir pek bilmiyorum sevdiğim
Ama şunu biliyorum ki...
Senin yanında
Bir başka hızlanırdı kalp atışlarım,
Bir bakışında aniden erirdi buzlu dağlarım,
Çabucak geçerdi kışlarım.
Alışılmışın dışında bir hayatım vardı.
Senin yanında
Butün alışılmış yaşananlar... Umrumda mı?
Sen bir hayat oldun bir ömür boyu
Gözlerin ölümün habercisi miydi neydi?
Yoksa bitmek bilmeyen rüyadan uyanış mıydı neydi?
Anlayamadım bir türlü
Hayıflandım...
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Şimdi sana söylüyorum Sevdiğim Kadın!
Sen yakan Güneşin ışığını,
Yanan ateşin ışığında.
Yıldırımın dağa düşer gibi aşkını,
Yaprağın düştüğü yerde aradın.
Senin huzurun karanlıktaki ışıkta,
Nefretin ise gözünün önünde ki ön yargı perdesinde saklıdır.
Benim derdime bir türlü çare bulunmaz sevdiğim...
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Ey Sevdiğim!
Artık pusulam hasreti
Saatim yalnızlığı
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana;
Neylersin yolum ince ve uzun
Senin kalbinden göçüp gitmek
Yanından öylece yabancıymış gibi geçip gitmek
Bir yılanın en öldürücü zehrini hatırlatıyor bana
Neylersin yolcu yolunda gerek
Belki bundan sonra
Belki senden sonra
Adam olur bu asi “yürek”
Ve dersini alırda bu sevdadan
Bir daha boynundan büyük denizlere asılmaz kürek
Bana ne deniz ne kum ne de liman gerek
Ah öylesine ıssız öylesine aşığım
Ve verdiğin acılar kadar paslıyım diyerek
Yaşamın en yaşlısı
Belki de en şanlıyım
Çünkü ben karanlıklar adamıyım
Ey Sevdiğim!
Kanadı kırılan kuşun,
Son kez sana kapı aralığından baktığını,
Kurgusu olmayan hayaller peşinde çaresizce koştuğunu,
Ayaklarında derman kalmadığını,
Sen bilmeden çekip gidiyor
Arkasına bakmadan,
Gözlerine bakıp vedalaşmadan...
-İşte ben çekip gidiyorum... Sevdiğim!
Nefretin huzuruna kavuşsun;
Renkli renkli gülüşünü görmeden,
Gökkuşağına ruhumu örmeden,
Çekip gidiyorum...
Çünkü ben karanlıklar adamıyım.
Kayıt Tarihi : 7.1.2018 13:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!