Turnalara döndü ömrüm.
Her mevsim bir memleket,
her memlekette bir doğum sancısı.
Turnalara döndü sesim,
bulutların sırtlayıp
rüzgarların uğurladığı.
Göçtüğüm kentlerde
akşamlar hep aynıydı,
sevdalar ve yolların açtığı yaralar,
hep iki seçenek vardı yaşamak için,
biri kalmak
biri de gitmek,
ben
hep
gittim.
Kalmak dediğin,
tenini istiyordu çünkü,
bakışlarını kör bir baykuş gibi çalıp,
ışıkları hiç yanmayacak bir odada,
bedenini mum etmeni.
Ben
hep
gittim
ve her gittiğim yere,
sevdamı tenimin altında götürdüm.
Başı boş ve hırçın
bir sonbahar yelinin,
canımı veresiye satan
bir tüccara uzaklığı gibi,
anamın
karnında taşıdığı
ve ondördüne kadar doyurduğu
bu bedene yabancılığı gibi,
hiç tanımadım gülmeyi.
Ben
hep
gittim
ve her gittiğim yere
ağrılarımı yanımda
ıslah olmaz bir çocuk gibi götürdüm.
O uzun
ve yorgun yollardan sonra,
beni kapıda bekleyen,
beni tanıyan
hiç kimse yoktu oysa.
Tarla kuşları,
bağırtlaklar
ve birde
yeni yaprak dökmüş,
kiraz ağaçlarından başka.
Gittim,
yazılar yazıp rüzgara,
resimler çizip bulutlara
ve hiç bir zaman,
gittiğime,
ağlamadım.
Kayıt Tarihi : 14.4.2007 12:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yazılar yazıp rüzgara,
resimler çizip bulutlara
mükemmel bir çalışma kutlarım
TÜM YORUMLAR (1)