kör kandil, yalancı mumlu aydınlık
yeter de artar bu sabaha
“işte bu kadar.”
çöpçülerin ellerinden kaçmış ay ışığı,
yüzünde toz duman
mehtabın gözünde iki damla yaş saklı
uğursuz bir gece vakti
“haydi çek artık kılıcını”
kaldırımlarında yaldızlı dudak izleri
üzerinde belli sarhoş salyangozlar yürümüş
mızrakların ucu kan rengi
altın dişlerinden şehvet taşmış
yel değirmenlerine.
“döndürmeye başla kanatlarını”
ne kadar param varsa cebimde
hepsi tedavül dışı
karanlık masumiyetler gibi dört yan
çöküvermiş üzerime.
“varsa hesabımız görülecek”
bir yanda bin yıllık tecavüz arzusu
içimi, içimden yer bitirirken
ötede ayrık dokulu çifte şişe yatıyormuş
gün görmemiş masa üzerinde
“ya sen kalacaksın ayakta ya da ben”
acemi kırsallıkla
acemice sulandırılmış biçimde
içinde en isyankar bayraklar açılıyor görüyorum
eğreti oturmaya çalıştığım
harabeye dönmüş atımın terkisinde.
“heyyy, savrulun deli rüzgarlar”
nasıl gülüyorsun, sen varsın anladım
yanında, zamanın da var mı
yalnız mısın yoksa çok kalabalık mı,
sevişecek bir tenhan hiç olmayacak mı
“ilk darbe senden geldi, gene ölmedim”
fırtınalar dans etmeye başlamadan
yel değirmenleri tepesinde
içimde uzak kitabelerde ağıtlar okunuyor
“bekle, toparlayayım kendimi”
zamanın var mı,
boşluğu sindirecek gün içinde
sonuçta burjuva bir karnaval bu,
mitoloji yazılı masalın adı
ağzından ateş saçan son canavarsın sen
mızrakların rüzgara karşı
“bakalım nasıl kurtaracaksın kendini”
bir başka yalancı hayalin ismiydin,
senin benim yerime seyrettiğim
nasıl gülüyorsun, kimsin sen
umutları yalnız kalır şimdi
ben sonra ağlardım üstüme böyle gelmesen.
“gene yuvarlanan ben oldum boşluğa”
Kayıt Tarihi : 22.3.2007 21:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzel bir şiir okuttunuz..Teşekkürler ve saygılar...
donkişot!
geceden sonraki
güne
delice
kılıç kuşanmış
delice esen rüzgara
donkişot saflığındaki güzel insanlara
donkişot berrraklığındaki
güzel düşünenlere
saygıyla!
TÜM YORUMLAR (6)