Düşünüyorum da hayatta çocuklardan ders alacağımız bir çok ibretli sahneler var... Ağlasalar da gülseler de her hallerinde derin mesajlar gizlidir. Bir arkadaşımın henüz iki yaşını doldurmamış çok tatlı bir oğlu var; Yusuf Lokman...Aslında çok akıllı ve uysal, üstelik de çok merhametli bir çocuk. Ama ne hikmetse istediği bir şey verilmeyince, ya da birileri bir yere giderken onu götürmüyorlarsa eğer, Yusuf Lokmanda hareket şu: avazı çıktığı kadar bağırarak ağlıyor ve hemen başını defalarca yere vuruyor...defalarca...Tabi etrafında bulunan annesi, babası ya da bizler hemen tamam Yusuf tamam deyip istediği her neyse yapılıyor.
Bir çocuk...Ağlayış...Tepki...Hedefine ulaşma...
Ben Yusuf Lokman'ın bu davranışından çok büyük mesajlar aldım, çok büyük!
Çoğu zaman acılar karşısında ben de başımı vursaydım, acılarım sıkıntılarım dinseydi diyorum...Ölen bir yakınımın tabutu giderken beni de götür deyip ağlayıp vursaydım başımı beni de götürseydi...
Kanayıp duran yüreğim için vursaydım...
Ablam ölmesin deyip vursaydım...
Haksızlıklar dinsin deyip vursaydım...
Kötülüklerin ve kötülerin son bulması için vursaydım...
Vursaydım...Vursaydım...Vursaydım...
Duyarlar mıydı bilmiyorum. Artık büyüdük, dertlerimiz de büyüdü! ...Fakat bir çocuk kadar devleşemiyoruz acılarımızın karşısında, hedefimize ulaşmak için sabredecek gücümüz yok, direnemiyoruz hiç bir şeye...
Kayıt Tarihi : 4.7.2007 11:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

paylaşımınız için teşekkürler
TÜM YORUMLAR (3)