Çocukken sakladığım oyuncak kutu,
Dolabın üst rafında tozlanıyor.
Açmaya korkuyorum;
Belki içinde kırık bir bebek,
Belki de benim kayıp yarımdır…
Gölgeler düşüyor duvara akşamları,
Bir el sallıyor, ismi aklımın kıyısında.
“Kimsin?” diye soruyorum sessizce,
Cevap veren olmuyor; sadece
Perde kıpırdıyor rüzgârla.
Bir fotoğraf var çekmecede,
Yüzler silik; arka planda bir sokak köpeği.
“O gün çok soğuktu,” diyor biri,
Ama ben, o soğuğu bulamıyorum tenimde
Sanki birisi camdan üfleyip buğuyu sildi.
Bazen koridorda yürürken,
Ayak seslerim çift yankılanıyor.
Dönüp bakıyorum; kimse yok.
Sadece boşluğa karışan bir nefes,
Üşüyor omuzlarımda.
Biliyorum:
O giden, belki de bendim;
Karanlıkta unuttuğum bir benlik.
Rüyalarımda bir okul bahçesi,
Salıncaklar boş, ziller çalmıyor.
Koşuyorum ama yetişemiyorum.
Sesler geliyor derinden,
Sanki biri “Gel!” diye çağırıyor.
Uyandığımda,
Avuçlarım sıkılı;
Ama neyi tuttuğumu hatırlamıyorum.
Belki de hatırlamamak,
Bir çeşit lütuftur.
Çünkü bazı acılar,
Kum saatinde takılı kalmalı
Akmaz, ama yeni zamanı besler.
Ve ben,
O saati ters çevirdiğimde,
Kum taneleri fısıldıyor
“Unutmadın, sadece yeniden doğdun…”
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 09:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!