yolun hitamı
işte bu son ev,
yoruldum
yaklaştıkça sokağın sonuna…
sol kaldırımda adımlarım yavaşladı
numara plakası düşmüş sıvasız evin
kapısı yeni tanışmış kilitle,
kim bilir içinde,
neler saklı neler
ama mutlaka duvarında,
tebessüm eden bir fotoğrafın asılı
günde en azından
birkaç kez gözlerimin iliştiği
karşısına geçip bakıştığım
demek ki şimdi bu kaldırımdan ayrılmak
ve karşıya geçmek zamanı.
gök mavisini içime çekmek gibi bir arzu bu
en sevdiğin çiçek
erguvan diye topladım
ne kadar ağaç varsa o kadarından
henüz sönmemiş akşam güneşine aldırmadan
hani kuzeyden gelen soğuk rüzgarların nefesinde
üşürmüş gibi
içimin titremesi de ondan
saat akşam üstü
dudağımda uçuklar çıktı
alnımın teri kurudu
o uğultulu rüzgar sesi
kurduğum hayalleri götürdü
bir kibrit alevi gibi
kaybolup gittiler
Sen kar yağmadan önce başkaydın,
kar yağdıktan sonra bambaşka.
Her yer sabahları bembeyaz
Birlikte söylerlerdik şarkılarımızı
Şarkılar kırmızı akşamsefalarını anlatırdı
Komşu kadınların basma elbiseli fistanlarını
sabahı onlar taşırdı bahçeye
Senin şarkıların
Tarlaya giden genç kızların,
hikayelerini anlatırdın
kuşlar uçuşurdu karın ortasında
kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi
koca kar taneleri uçuşurdu
konardılar üst başımıza
bir de senin sarı renkli saçlarına
bir de senin mavi gözlerin
bir de senin gamzelerin vardı …
bana bir haller oldu
ben böyle şiirler yazmazdım
entarinin kırmızı rengini
gecenin yalnızlığını
odanın sessizliğini
ve sensizliği
ve saatin üçünü
göz kapaklarıma doluşan uykusuzluğu
hani gece bastırır ya birden hiç ummazsın
yıldızlar sanki dünden yabancı.
işte gene aynı sancı
bir boğaz vapurunda mıyım şimdi ne…
elini-kolunu dümene kilitlemişim kaptanın,
yüzüm baca numarasının isinde saklı
bildiğim iskelelere kaçıyoruz
hasret bu ya …
şiir bu ya
Ve gecede deniz,
tam karşıdan esiyorsun üzerime,
karayel rüzgarı gibi
hani kar ıslağı saçların,
eğer iyot kokmasaydın diyorum
gökteki ay böyle döker miydi renklerini.
ben böyle şiirler yazar mıydım
Maceracı bir firariydi sadece o renklerin içinde sarı
ve sevda için bir renk gerekti
denizlere ve gökyüzüne de
ama hiçbirine yakışmazdı
senin saçlarına yakıştığı kadar
senden önce…
zaten böyle parlak değildiler
sen varsın diye
bu kadar benzersiz
bu kadar güzeller
redfer
Kayıt Tarihi : 5.11.2025 02:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!