evet ben bir ölüyüm, zamansız düştüm toprağa...
ölüler konuşmaz mı sanırsınız,dikkatli bakın cansız bedenlere
neler analatacaklar size... sesizliğin sesi oldunuz mu hiç?
her gece düşlerinize konuğum sessizliğim ve suskunluğumla.
atabilir misiniz düşlerinizden beni?
unutabilir misiniz cansız, yere düşen bedenimi?
ya kızıla boyanmış toprağın gelincik rengini?
bu mümkün değil..aklınızdan zorunuz olmalı...
unutsanız da unutturulmayacak,unutamayacaksınız
......
bir ağaçtım, toprağa tutulu köklerimin üzerinde.
önce dallarımı kırdılar bir bir, yetmedi.
köklerimi söktüler yerle bir darmadağın
...
ve düşlerim vardı,yüzüm toprakla buluşmadan önce,
ne düşlerime ulaşabildim ne de yaşamaya izin alabildim
çünkü yaşam vizesi, bozuk zihniyetin iki dudağı arasındaydı
kalem kırıldı,yaşam pasaportum yırıldı ve toprakla bütünleştim..
artık bir toprağım şimdi..üzerimde cıvıldaşan hayat ve doğa...
....
belki de sevgilinize aldığınız bir çiçeğin gövdesindeyimdir,
ya da çok severek yediğiniz bir meyvenin eteninde,
Ne yaparsanız yapın bir şekilde ulaşacağım size...
ne yana dönsem, zamansız yere düşmüş canlar kalabalığı..
herbirinin nefesi keskin soluyor öfkeyle,
öfkemiz sonsuz,öfkeliyiz...bir sonu olmalı bunun
zamansız kar düşmemeli ülkeme..
zamansız öpüşmemeliyim soğuk toprakla...
evet, ben bir ölüyüm bitmedi daha söyleyeceklerim...
hırslarına yenik düşmüş hain kurtlara....
11.03.2011
myılmaz
( adressiz kurşunlara yenik düşen günahsız çocuklara ve canlara)
Mükerrem YılmazKayıt Tarihi : 14.4.2011 00:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikmet YURDAER
TÜM YORUMLAR (2)