Kalan
Göremez ki başucunda
Kıyamda mı sin'e şahit,
Umursamaz haziresi,
Olsa meğer mermer lahit,
Gün olur, talan olur,
Görüp bilmez ki meyyit,
Gönül ister baki kalsın,
Şu cihanda ondan arda,
Dilden dile hep pelesenk
Bir kaç satır içli beyit...
Ne kadar yakışırdı sana ağlamak,
Sahi, bunu hiç düşünmemiştim,
Hani gözlerin dolu, ağlaman ramak,
Saçlar darmadağın yasak taramak,
Bir bahane bulup seni üzmeli,
Batan güneş mi uzak?
Yoksa atmayan şafak?
Ufuk nerede yakın?
Umuda yol ne taraf?
Duyulan bir hakir söz,
Kokunu duydum,
Geldim gölgene.
Başka dallarda,
Çiçek aratma.
Ayazdı, üşüdüm
Kapatıldı defterim yazdım kabına,
Bir mendil tutanım yok gözüm abına,
Bu son rükumdur gönül mihrabına,
Bundan gayri ruhum isyanda asi,
Ne vasiyetim var geri, ne de bir vasi,
İstediği tonda gürlesin aşkın,
Seninle aramıza giren,
Ne asırlar, ne de yıllar,
Ne de geçit vermez dağlar,
Arasında uzun yollar.
Seninle aramıza giren,
Bir sebep bul seni öldürmelere,
Din gibi, iman gibi…
Devlet ve vatan gibi…
Merhameti kamçılayan,
Kararmış vicdan gibi.
-Ey ulu şairler, kadim ozanlar!
Tercüman olun siz duygularıma,
Nedir bendeki arsız ihtiras,
Ve giren kabuslar uykularıma.
Ey bilge tabipler ve has hekimler!
Başım serin şu çınarın gölgesi kadar,
Sahi, müflisin ziyanı nereye kadar?
Yitirmekten sakındığım yar meğer,
Benimmiş ancak belki, şu eğri çınar kadar,
Çınarın gölgesinde bir dem, soluklanan yolcuyum,
Kurusun her çınara kalbimi yazmak huyum,
Gözlerin gönlümün deniz feneri,
Bir görünüp sora kayboluyorsun,
Ömrüm fırtınada savrulan gemi,
Bakışınla ruhumu çalkalıyorsun.
Dümenim şaşırdı, rotam belirsiz,
Atlatıp bu gece gururu,
Uyutunca inadını,
Gel,
Basarak parmakların ucuna,
Gönlümün deniz gözlü kadını.
Mani bulursan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!