Anne sevgisine muhtaç bir bebeğim
Sevgiliye verilen hoş kokulu bir çiçeğim
“Gitme, kal” denilmesini bekleyenim
Herkes koşarken ben hâlâ emekleyenim
İnsana huzur veren mavi gökyüzüyüm
Boşanan çiftin değersiz yüzüğüyüm
Ben ansızın gelen zamansız ölümüm
Kendi ölümünü gören âmânın gözüyüm
Dağlardan, taşlardan akan suyun sesiyim
Artık su vermez olmuş kuyunun dibiyim
Her şeyin hâkimi yaradanın eseriyim
Gönlümü kaptırdığım yârenin esiriyim
Zor günde uzanan yardım eliyim
En yakınlarımın gözünde bile bir elim
Gözyaşlarını tutamayan duygu seliyim
Çaresiz bir adamın intihar sebebiyim
Gökyüzündeki en uzak yıldızın tozuyum
Kumar masasındaki kaybedenin son kozuyum
Ben her insanın aradığı o huzurum
Kurtla yan yana kalmış körpe bir kuzuyum
Çiftçiyi hüsrana boğan çetin bir doluyum
Memleketin bir türlü yapılmayan yoluyum
Kolları kesilmiş kahraman gazimin koluyum
En tatlı rüyaların tatsız sonuyum
Her silindiğinde öksürten tebeşirin tozuyum
El âlemin dilinde memleketin paçozuyum
Çıplak ayakların gezdiği kumsaldaki bir kumum
Işık vermek için kendini yakan bir mumum
Gündüzü örten zifirî bir karanlığım
Ben kalabalıklar içindeki yalnızlığım
Yalın ayak bir çocuğun bastığı toprağım
Güz gelince ağaçtan düşen ilk yaprağım
Tutulmayan bir sözün hayal kırıklığıyım
Işıltılı gökyüzünün kayan yıldızıyım
Kimsenin anlamadığı bir delinin aklıyım
Kimsenin bilmediği kendi içimde saklıyım
Ben yarının telaşıyla geçen bugünüm
Unutulmak istenen acı bir dünüm
Yalnızlıklarla dolu bir doğum günüyüm
Uzun lafın kısası, yaşayan bir ölüyüm…
Kayıt Tarihi : 7.9.2018 20:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!