Mevsimler değişti, şöyle bakınca,
Kar-kış belli değil, yaz belli değil.
Biraz cila sürüp, peruk takınca,
Kır kaş belli değil, daz belli değil.
Okumadan dizer, ciltleri raf raf,
Kendin bilge görür, el alemi saf,
Ayırt edemezsin, değilsen sarraf;
Ermiş belli değil, yoz belli değil.
Davasını para pula satarlar,
Nerede kemik var, yalar yatarlar,
Haram servetine, servet katarlar;
Duruş belli değil, söz belli değil.
Devler sofrasında, karılır taşlar,
Güçlü olan ezer, zayıfı haşlar,
Doymayan hırs ile, döndükçe başlar;
Yarış belli değil, hız belli değil.
Sönmedi ateşi, yakar anılar,
Ağlayıp gözyaşı, döker analar,
Depremde hep başa, çöker binalar;
Kiriş belli değil, derz belli değil.
Fiyatlar başını, aldı yürüdü,
Yoksul mutfağını, alev bürüdü,
Kalmadı değeri, lira eridi;
Kuruş belli değil, yüz belli değil.
Huzursuz dünyaya, virüs bulaştı,
İnsanlık çaresiz, dengeler şaştı,
Hiç uğruna bunca zaman savaştı;
Barış belli değil, gürz belli değil.
Herkesin içinde gözlerin arar,
Dersin ki zor günde, yaramı sarar,
Anlarsın kimseden, yok fayda, yarar;
Kardeş belli değil, öz belli değil.
Değerler ipinin, ucunu saldık,
Kapıldık diziye, sanala daldık,
Gündelik, haftalık, aşklara kaldık;
Sırdaş belli değil, giz belli değil.
Savruldukça hayat, atıyor pistten,
Arınmak vaktidir, kirlerden, pastan,
Alaca gideyim, dedikçe pustan;
Görüş belli değil, iz belli değil.
25.04.2021
Muhittin Alaca
Muhittin Alaca
Kayıt Tarihi : 25.4.2021 15:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!