Belki sen
Bencileyin boynu bükük bir gülün
Rengine vurgun
Bense uzun bir yolun son türküsündeyim
Kızıl gün batımlarına meftun…
Öyle bir vakitte yitirmiştim seni
Hala yolunu bekler dururum
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yıllardır şiirlerini okuyorum.Sayın ÖZEREN'in şiir’i;şiirinse bu Kalem'i sevdiği ortada.Bu durum tüm şairler için aşağı yukarı geçerlidir.Ne ki,bir şairi okurken ,şiirleriyle öteki şairlerden ayrımlı bir şeylerinin olması gerektiğine inanmışımdır.
İşte bu noktada bende dikkatli olunmayı/okunmayı gerektiren bir sancı başlar yeni bir şiiriyle karşılaştığımda .Ortada şair yoktur,salt şiir vardır.Her dize bir albümü oluşturan fotoğraf kareleri gibi gözümde canlanır.
Ele alınan konu hele de aşk olursa ödü kopmalıdır kalem'in,bir okur olarak da benim.
BELKİ SEN'de böyle bir korku oluşmadı.Çünkü bu şiirin adı bütün olasılıkların hesaba katılacağını imler gibiydi.Tahminimde yanılmamışım. Şiirin örtüsünün çekildiğini ve sevdaya dönük düşüncelerin/duyguların havalandırıldığını gördüm.Hemen ardından gizemli gelebilecek başka bir örtünün örtüleceğini de.
Öyle de ,bu edimin yanıtını hangi zaman verecek? Şimdiki zaman mı?
Bu konu okurun sorunsalı değildir.Meraklısı da değildir zaten okur.Bundan dolayı yıldırmaz dizeler.Yazmanın ne denli güç olduğu gibi bir savım yok.
Tekdüze yaşamları altüst etmesi bakımından aşkın vaz geçilmezliğini bilmeyen yoktur zaten.Kanını kaynatması,yüreğini sızlatması bakımından yeniden yeniden koşullanılır aşka.Bu istem,şairin dizeleriyle söyleme,sözün ulaştırılması ereklenen adres'teyse eyleme yönelmesi gerekir.
Bütün bunlar okura bir köprü olmayı da olanaklı kılar. O zaman daha kolay anlarsınız şiiri.
Evet,bu İMZA yanılmamışım; Sayın ÖZEREN'in!
Kutlarım.
Nicelerine.Erdemle.
her ne kadar 'belki' sözcüğü umudu çağrıştırsa da bende, guruptaki kızıllık da umudun tükenişini düşündürür hep. Garlarda kalkıp duran trenler, demir alıp- atan gemiler, beklendikçe gelmeyenlere bir çare olamadılar henüz. şarkılar, rüzgarlar, kuşların adı hep gurbet olup uzayıp uzayıp kaybolan yıllara ad oldular. Yoğun bir duygu seliydi dizeler. kalemine, yüreğine sağlık.
Sesli okunması hoş olan, pür ve pürüzsüz şiirlerden
Tebrikler
Bilmediğim dilde şarkılar söyleme bana
Konuşup vurgun sevdalardan
Kabuk tutmuş yaraları kanatma
Tebrikler
Naime hanım
yine güzel bir şiir daha okudum
usta kaleminizden.
Hürmet ve
selamlarımla...
Bazen, öyle özel yolcular vardır ki, gemiler, sadece o yolcu için çıkarlar sefere. Geç kalmak, konu değildir o yolcu için, çünkü o sefer, onsuz yapılmayacaktır.
Ve o seferde, şarkılar hep aynı dilden söylenecektir.
Bir gülün, kendini boynu bükük sanması, onun renginden ve güzel kokusundan hiç bir şey kaybettirmez, özellikle, ona vurgun bülbüller için.
Zaten, bir kaç damla sevgi yağmurunda, yine, bahçenin en güzel çiçeği olur o gül.
kutlarım bu güzel şiiri ve onun kaynadığı naif yüreğinizi Naime hanım,
saygım ve sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Bütün insanların üzerinde sevda yüklü bir bulut dolanır. Bu bulutun gölgesinde serinleriz bazen...
Bazen de bulut kaybolur, sevda da kaybolur.
Severse yürek yeniden, bulut yeniden tepende varolur.
Sevda yüklü bulutlarınız başınızdan eksik olmasın....
Güzel ve anlamlı şiiriniz için sizi kutlarım...
Çare yok, geleceksin
Boşa çıkmasın umudum...Y geleceksin!Ya geleceksin!işte budur şairem..emeğinize yüreğinize sağlık..tam paunala..saygıalr..
Son Sözü Türk Söyler // Mensur Şiirler // Büyük Önder Atatürk ruhu Önder Karaçay
İmtihanımız imanımız kadar büyük dedik,
Yarım kalan insanlık devrimini tamamlıyoruz,
Biz iman ve insanlık tanımayız diyenler mi? Var.
Onların kim olduklarını şimdi daha iyi biliyoruz.
Daha durun devrim ile ilgili yapacaklarımızın,
Yüzde birini bile söylemedik, son söze ne sakladık bir düşünün,
Son sözü Türk söyler sözünü açın kulaklarını bir daha işitin.
İman gücünün karşısına şeytan elbisesi giymiş gafiller,
Ne kadar şeytanla, maddi silahla gelirse gelsinler,
Geldikleri inlerine yine tıkayarak göndereceğiz bilsinler.
Fitne ve fesattır sizin işiniz Kur’an da yazıyor niyetinizi,
Allah’ınız insafınız yok ki sizin kırk bin insanımızın,
Kanını para ve çıkar için az içmediniz,
Alın teri de çok tatlı gelmişti size şimdi tokadı oradan yediniz.
Dünyada vatan ve millet adına toprak sevgisi kimde var?
Vatansız ve topraksızlar parayla toprak ve vatan mı? Alacaklar!
Yüksek dağlarda kar, alçalmış alçaklar yükseğe çıkmışlar,
Kar gibi eritir indiririz sizi bize demiri eriten Türk derler.
Haddinizi bilin, paralarınızı, satılık ihanet içinde adamlarınızı,
Alın gidin, bizim daha fazla sabrımızı zorlamayın,
Daha ağır ve kaldıramayacağınız kadar büyük cevabımız var.
Atatürk dinsiz diyen dinsizler satılmış sürü gibi adamınız var.
Olsa ne yazar Türkler için başladık yine tarih ancak Türkü yazar.
“Son sözü Türkler söyler, bizi anlamak istemeyebilirsiniz, o zaman tarihe sorun tarih size bizi söyler!” // Önder Karaçay.
Sevdaların vakti bitmez zannımca,her daim yürektedir.Yitirilen zamandır ama umut hep vardır sevda içinde...SEVDA VE UMUDU YİTİRMEMEK DİLEĞİMLE KUTLUYORUM NAİME HANIMCIĞIM++ANT.
Sen boynu bükük bir gülün rengine vurgunsun fakat bana anlamadığım dilden konuşma yaralarımı kanatma diyen yine de umutla bekleyen güzel yüreği kutluyorum,çelişkili bir sevda şiiri,çok güzel Naime hanım'cığım,sizi kutluyor eserinizi listeme alıyorum.Sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 93 tane yorum bulunmakta