Öylesine, hiçbir sebep yokken seveceksin ve yarın bir daha onu göremeyecekmişsin gibi sıkı sıkı sarılacaksın. Kıyıya kavuşması anla sınırlı olan dalgalar gibi saniyelik olacak gidişlerin. Çok sıkmayacaksın mesala! Yaylalar gibi geniş düzlükler koyacaksın önüne, gidebildiği, keşfedebildiği ve koşabildiği kadar düz olacak. Bir ağacı boğan sarmaşık gibi sahiplenirsen kuruyacağını hep bileceksin. O yüzden özgür bırakacaksın sevdiğini. Sana geri dönmesi için hep bir sebep sunmalısın. Mesala güneş, ay ya da yıldız gibi ulaşması zor hedefler olmamalı. Aynı uçakta seyahat ettiğiniz biletleri sakla, gazetede biriktirdiğiniz kuponları mesala. Küçük ufacık sebepler olmalı. Pahalı restoranlar yerine gece yarısı bir dürümcüye yenen Adana dürüm gibi.
AŞK ya da SEVGİ adına artık ne dersen de. Herkes için adı farklı ama tadı hep aynı kalacak. Özgür bıraktığın sürece ve elinde tutmak için küçük nedenlerin olduğu sürece sana dönecek. Sıkmaya başladığında ise avucundan uçup giden hava gibi kaybolacak. Seveceksin ama hiç senin olmayacakmış gibi.... Belki böylesi ikiniz için de en iyisidir....
Bu eserin telif hakkı Adem Eyüpoğlu'na aittir.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta