belki bir gün çıkıp geleceğim
bütün kuraklığını toplayıp mevsimlerin
güneşi de toplayıp üstelik
öylece duracağım sokağının başında
sonra bırakacağım yağmurları
kapının eşiğinden
hasretten sırılsıklam olmuş yüzümü dökeceğim yüzüne
alnımı dayayıp alnının orta yerine
avazım çıktığı kadar haykıracağım sessizce
seni sevdiğimi bütün mevsimlerden
kelebeklerden kuşlardan yalın ayak koşan çocuklardan
ardımda bırakıp geldiğim bütün yollardan daha çok
sonra rüzgarı ve güneşi bırakacağım kurutsun diye saçlarını
öyle takılıp kalacağım aynanın yere düşürdüğü aksime
sonra sen biliyorum uykuda olacaksın
beni görmeden geçip gideceğim
savaşlarda çeyizi vurulmuş gelinlik kızların hülyaları gibi yüreğim parça parça
yüzümü döküp gideceğim güneşi sende bırakıp
kendi çölüme döneceğim yeniden yağmursuz aksi kırılgan
biliyorum tutamayacaksın ellerimden bir daha
ama olsun yüz yıl kurak geçen toprak yine topraktır
ağaç yine ağaçtır yıldız yine yıldızdır o pencerede
affedersin sanmıştım bu yüzden gecikmiştim oysa
yalan söylemiş meğerse uğradığım tüm istasyonlar
sensizlik bir yazgıymış senin katında anladım...
affedersin sanmıştım yanıldım... 04.07.2019
Kayıt Tarihi : 4.7.2019 15:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!