Yazmakla bitmezsin seni yazayım,
Sineme sığmazsın derdim diyeyim
Gözlerim kör olmuş sevda uğruna,
Saatlerce bakmış nuru neyleyim.
Bastığım toprağa adın yazmışım
Oyy ömrüm! !
ne vakit seni yazmak istesem
kalemim konuşur
hüznün resmini çizer
bir damla
yuvarlanıp düşer
Ne fark eder kim olduğum?
Anamın ak kuzusuyum
Cephede kağnıları sırtlayan
Sırtında bebeğiyle, gözyaşları yağmurlarla yarışan
Mehmet'lerin, Azat'ların ölüsüne yas tutan...
Ne farkeder kim olduğum?
Sana sevgilerimi bırakıyorum anne!
Küçük kızından hatıra
Yüreğinin derinlerinde sakla
Gözyaşı düşürme sakın üstüne
El değmesin iyi bak!
Üşütme kış ayazında
Dokunduğum tüm harfler hüznümün en sadık işçileriydi.
Kaç ünlem kırdım, kaç noktayı incittim yüreğine basarak
Virgüller soluksuz zamanlarımda yetişti imdadıma
Soru işaretleri hep inatla direndi sorularıma
Ben hep imgelere aşıktım
Ve en çok ta onun canını acıttım.!
Seni en şiddetli yağmurlarda bıraktım
Birazdan alıp götürecek izlerini
Öylece seyredecek gözlerim gidişini
Ardından bir güneşle selamlayacağım yeni günü
....................
Hiç kıpırdamayacak kirpiklerim
Umut kuşları salınacak denizlerimde
kanatlarında binlerce su damlası,
Toprağa düşecek.
Ağır ağır, aheste aheste...
Ve binlerce çiçek açacak filizlerinden.
Emek tokat gibi düşecek gül bahçelerine
Kaç göç ederdi şiirlerim?
Kaç sürgüne tanık...
Mülteciydi dizelerim.
Dibine dek çamurlara bulanmış,
Esir pazarlarında satılırmıydı?
Ya da dar ağacında boynuna ilmek takılıp
Usulca yaklaştı adam
Bir kadına baktı bir de elindeki kalemine
Gözyaşları vardı yanaklarında
Tutukluydu sözler dilinde
''Kalk! '' dedi, tutarak ellerinden
Buruşturup attı ıslanmış kağıtları
Hadi be usta..!
Anlatma bana insanoğlunu.
Zulasında kahpelik,
Heybesinde yalanlar.
Parlak bir çaput parçasının içine,
Kirli ruhunu saklamış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!