Bekleyişin Üşümelerindeki Karlı Dağlar

Bir gün beni bırakıp da gittiğin
O gurbetten dönersen geriye...
İlk karanlığa yolcu girdiğin yerde
Beni bulacaksın, seni "hasret" bekleyen.
Usulca uzatıver ellerini ileriye
Bir yeşil ışık...
Yanacaktır sana gözlerimden.
Ve emanet bıraktığın o soğuğu......
Hissedeceksin, benim üşümüş ellerimde.

Sonra hasretin karlı dağlarından
Bir sevgi çığı kayacak...
Bekleyişin çağrı nidalı yamaçlarına.;
Orada henüz ısınmaya başlamış
Bir kediyi sevecek bir çocuk...
O da çocuğa...Mutluluğun kuyruğunu sallayacak.

Şah'a kalkacak bir beyaz at
Bozkırların üstünde......
Tarumarlığını süsleyecek bir kız
Kırdığı aynaların görüntüsünde.
Hayâletlerin palavralığından
Uyanacak bir masum oğlan...
Korkusuzluğunu yenecek,
Naralarının hedefe attığı kurşunla.

Baykuş korkudan sesini kesecek,
Güldüğü azap ağacının tepesinde.
Bülbül ile gül raks edecek
Gönülün mis kokulu mutluluk bahçesinde.
Solgunluğun yalnızlık çemberinden
Dışarı çıkıp, sarılacak kız oğlana.;

Birkaç damla yaş süzülecek
İki hasretli can bekleyişin
Sevinç bakan gözlerinden...
Nefeslerin aşk dillerine
Yutkundukça tadını tuzlu tuzlu
Can suyunu verecek, O Sevişmek......!