Yaşlı bir ağlayıcının
Ağzından dökülen
Sahte bir ağıt olurdu belki,
Bir çığlığa bürünseydi
Aramızda ki ilişki.
Keskin bir tını kalırdı kulaklarımızda,
Yavrusunu yitiren ananın acısından.
Yüzüne boğulurdum,
O çığlığın tınısında.
Ne varsa adına yüklerdim;
Yenilmiş, acemi
Kuru ağaçlar gibi kırılırdı
Sesinin deydiği her şey.
Kurumuş ağaçken su gibi,
Beklerdim seni.
Adın aklıma düştükçe
Yüzünü anımsardım.
Yüzünle dağlardım
Yüreğimin acıyan yerini.
Silinip giderdi senin dışında kalanlar,
Bense ardına kalırdım
Öcüm alınmamış gibi.
Ters dönünce mezarımda
Aklıma düşerdi adın.
Yüzünü anımsardım.
Bir şiir gelirdi dilime,
Boğazımda tıkanırdı
Adına uğramayan tüm kelimeler.
Çaresiz suspus olup,
'Hastanın beklediği sabah gibi'
Beklerdim seni.
Kendimi bir yazgı sayıp
Boyun eğerdim buna.
Alışmaya çalışırdım
Tükettiğin zamana.
Sen geldikçe uzardı,
Yaşanmışlığı herşeyin.
'Alışmaya çalışırdım
Sana alışmaya'
Sesinden anlardım
Bozguna uğradığımı.
Ölümün kesif kokusunu sürünüp
Geçerdim umarsızca karşına,
Aşkla yüzgöz olurdu yüreğim.
Aklıma düşerdi
Sevdiğin şarkını cümleleri.
O şarkı düşerdi aklıma,
Sesini anımsardım.
Gittiğinde olurdu herşey,
Ne varsa yokolmaya dair;
Ölmek,kaybolmak,yitip gitmek bir yerde,
Bir bir yığılırdı önüme.
Yokolmak bir çocuğun ki gibi
Büyütürdü gözlerimi.
Ağlamaktan kızarmış gözlerle,
Çiçeğin toprağında,
Beklerdim seni.
Kayıt Tarihi : 3.9.2004 19:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)