BEKLENMEYEN MİSAFİR
1980 li yıllardı, o zamanlar Yalova'da yazlık ve kışlık olmak üzer iki tane evimiz vardı. Biri şehrin merkezinde (kışlık) diğeri rıhtımdaydı( yazlık). Her sene yazlık temizlenir ve havalar ısınınca oraya geçilirdi. Kışın bazen İstanbul'daki evde bazen de Yalova'daki kışlık evde kalırdık. Ben ve kızım (eşim vefat etmişti) o yıllarda Bursa'daki evimizde kızımla birlikte yaşıyorduk. Kızımın okulu olduğundan bazı hafta sonları Yalova'ya ailemin yanına giderdik. Yazın üç ay, ailemle birlikte yazlık evde kalırdık. Kız kardeşlerimin hepsi evlenmişlerdi, annem ve babam yalnız kalmışlardı. Kızımı çok sevdiklerinden, kendimizi yalnız hissetmeyelim diye her an beraber olmayı arzu ediyorlardı. Biz gidemediğimiz zaman hemen onlar bana gelip kalırlardı.
Yine bir yaz sezon açılmış, biz yazlık eve geçmiştik. Yalova'nın en güzel zamanlarıydı, suyu bol, havası temiz, yeşilliği, sebzesi, meyvesi boldu. Rıhtım caddesi boydan boya güzel apartmanlarla kaplıydı. Bizim oturduğumuz apartman da denize sıfır ve 24 daireliydi. Biz birinci kattaydık, bahçemizdeki mor, pembe ortancaların her biri insan başı büyüklüğündeydi. Gelen geçen neyle beslediğimizi sorardı.
Kız kardeşlerimde hafta sonları ve bayram tatillerinde sırayla yazlığa gelir, birlikte çok güzel günler geçirirdik. Çok uzak bir şehre gelin giden ve orada iş yeri olan kız kardeşim, bir haftalığına Yalova'ya tatile geleceklerini bildirdi. Hepimiz çok sevindik ve hazırlık yaptık, kardeşim ve eşi geldiler. Kız kardeşimin büyük kayınbiraderi de bir iş için İstanbul'a gelmiş, Yalova'yı çok görmek istediğinden bir gün sonra o da geleceğini söylemiş. Evin adresini ve ev telefonu numarası vermişler.( O zaman cep telefonları yoktu) Rıhtım caddesi trafiğe kapalı olduğundan feribottan inince yürüyerek gelmesini söylemişler. Kardeşim ve eşi de o gün, Bursa'da oturan diğer kız kardeşime davetli olduklarından, evin anahtarını köşedeki bakkala bırakacaklarını, kendilerinin akşam üzeri Bursa'dan döneceklerini bildirmişler. Biz de misafirler rahat etsinler diye annem, babam kimse gelmeden kışlık eve gittik.
Bakkalın da toptancıya gitmesi gerekmiş. Gitmeden önce bakkal çırağına:
"Oğlum bak bu anahtar Kerem Beyin, bu anahtar da Ekrem Beyin evinin anahtarları. Misafirleri gelecekmiş, sen anahtarı verir, evi de gösterirsin sakın yanlışlık yapma . Ben zaten biraz sonra gelirim" deyip gitmiş.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.