Bekledim, hep bekledim... Gözlerime kan çöktü uykusuzluktan, bedenimi taşımaz oldu bacaklarım… Sarsıldım, tökezledim...
Belki günahlarımın bedeliydi beni keperten, belki de sınırsız isteklerimin engeliydi... Kara bir bulut çökmüştü üzerime ve kapatmıştı dünyamın tüm perdelerini...
Gök gürültüsü... Yağmur... Ve şimşek... Bir kere doğmadı şafaklarımda güneş, bir kere açmadı rengârenk çiçeklerim... Seller sürükledi sevdalarımı, batık bir gemi gibi okyanus dibinde kaldı hayallerim...
Ne dilediğimce yaşayabildim hayatı, ne cengâver atlı gibi geçebildim sıratı... Hep bir şeylerin eksikliğini yaşadım. Ya topum olur, ayakkabım olmaz. Ya pantolonum olur, çorabım olmaz. Ya defterim olur, kitabım olmazdı... İki yakası bir araya gelmeyen bir baba ile çilenin elinde dokuz doğuran bir ananın, dokuzuncu çocuğuydum...
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,