Sızısı mavisinde gökyüzünün, toprağın kızılında. Birkaç şarapnel parçası bir nefeslik arada, eni konu anılar anlatımı onlarca harbe dair; birçok anı tozlu raflarda roman hikaye vesair...
Haykırış olmuş beyinlerde yankısı sükutun, sokakların ensesinde gözetleniyor sanrısı. Acısı sızısına denk olmayan yaralar belirir, "Gökyüzü dünyaya çatı." diyenler yüzünden güvercinler delirir. Birkaç eli silah tutan aslan var olur, birkaç elinden silah düşmüş kedi kaybolur. Dikenler dolup taşar tekdüze yitik arılarla, olağan bir sessizlik kaplar bülbülleri. Çiçekçiler satar kokusunu yitirmiş gülleri, olağandır sevgiliye kokusuz gül veyahut kokusu burnu saran güle ötmeyen bülbül.
Herşeyden bir fazla; kendinden eksik,
Dünyanın hızlısı timurun bacağı aksak.
Bir kör bir topal manzaraya baksak,
Her tezat güzeli kendinden mi doğurur?
Tenim dökülür suyu görmeyince,
Tenim suyun usunda bir günce.
İnsan nasıl bilir aşka ermeyince?
Aşksız gönüller zekat keçisidir.
Gözüm görmez olur karanlıkta,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!