Bejan Matur Kahramanmaraş'ta doğdu. Ortaokul ve liseyi Antep’te okudu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İlk şiirleri aralarında Defter ve Adam Sanat’ın da bulunduğu belli başlı edebiyat dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı Rüzgar Dolu Konaklar ile 1997 Orhon Murat Arıburnu ve Halil Kocagöz şiir ödüllerini aldı.1999 yılında yayımlanan Tanrı Görmesin Harflerimi kitabı ile uzun soluklu bir şiirin habercisi olduğunu gösterdi. 2002 yılında, Ayın Büyüttüğü Oğullar ve Onun Çölünde kitaplarını eş zamanlı olarak yayımladı.
Şiirleri İngilizceden Çinceye 24 dile çevrildi. Aralarında Grand Street Magazine(Newyork) gibi saygın dergilerin ve Language For a New Century (Norton yayınları) gibi önemli seçkilerin bulunduğu antoloji ve dergilerde yer aldı. Şiirlerinden yapılan bir derleme 2004’de İngiltere’de ARC yayınları tarafından In The Temple of a Patient God adıyla yayımlandı. İngilizcedeki ikinci kitabı 2012’de How Abraham Abandoned Me adıyla okura sunuldu. Bir başka şiir seçkisi Lüksemburg’da PHİ yayınevi tarafından Winddurchwehte Herrenhauser adıyla yayımlandı. 2012 yılında şiirlerinden yapılan bir derleme Barselona’da Katalanca yayımlandı.
2008 yılında yayımladığı İbrahim’in Beni Terketmesi kitabı eleştirmenlerce ‘Hanif şiir’ olarak değerlendirildi. 2009 yılında basılan Doğunun Kapısı Diyarbakır, fotoğraflı bir kent kitabı olarak tasarlandı. Prestij bir eser olarak tasarlanan kitap, Diyarbakır’ın tarihi, kültürel, mimari birikimini fotoğraf ve şiir eşliğinde anlatıyor.
2009 yılında Kader Denizi adlı şiir kitabı yayımlandı.
2010 yılında Dağın Ardına Bakmak adlı kitabı Kürt sorununun anlaşılmasına dönük getirdiği yeni bakış açısıyla uzun süre konuşuldu ve çok okunanlar listelerinde yer aldı.
2011 yılında Bloomsbury Vakfıyla Katar Vakfının ortak yayını olan ve Eric Hobsbawm, Jamal Mahcoub, Shirin Neshat ve Slavoj Zizek gibi isimlerin de yazarı olduğu, Reflection on Islamic Art (İslam Sanatına Yansımalar) kitabında, 10. Yüzyılda ElHücendi tarafından icat edilen Usturlab (Antik dönemde yıldızların uzaklığını ölçen alet) üzerine yazdığı yirmi beş bölümlük “Sonsuzluk Bekçisi” adlı uzun şiiri yer aldı.
Halen Erbil merkezli Rudaw gazetesinde periyodik yazılar yazmaktadır. Ayrıca çatışma çözümleri konusunda karşılaştırmalı çalışmalar yapan DPI (Demokratic Progress Institute) 'in uzmanlar kurulu üyesidir. DPI’ın Türkiye özelinde Kürt sorununun çözümüne dönük çalışmalarına katkı sunmaktadır.
Eserleri
Rüzgar Dolu Konaklar (1996)
Tanrı Görmesin Harflerimi (1999)
Ayın Büyüttüğü Oğullar (2002)
Onun Çölünde (2002)
In The Temple of a Patient God (2004)
Winddurchwehte Herrenhauser (2006)
İbrahim’in Beni Terketmesi (2008)
Doğunun Kapısı Diyarbakır (2009)
Kader Denizi (2009)
Dağın Ardına Bakmak (2010)
Windhowl trough the mansions (2011)
How Abraham Abandoned Me (2012)
Al Seu Desert (2012)
Ödülleri
Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü (1997)
Halil Kocagöz Şiir Ödülü (1997)
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
""Bejan Matur Kahramanmaraş'ta doğdu. Ortaokul ve liseyi Antep’te okudu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu."" demişsin bejan.... güzel sadece bu kısmı ilğimi çekti ve "selam naber hemşerim"demek geldi içimden..
Tebrikler Bejan hanım