Behey koca derviş ! Senin cemâlin
Lütuf imiş bana, ben az bilirdim
Er elini tutmuş gönül ahvâlin
Billâ bilmez idim ,biraz bilirdim
Evvelden, sardığım hırkayı bildim
Sandım ki yamalı canımı buldum
Bilmez idüm,kılık kıyafet aldım
Meğer o hırkayı ben,öz bilirdim
Âleme cübbeler kerâmet vermez
Râbb yoluna tâç ve hırkalar ermez
Azıksız yayalar ,yollara varmaz
Doymayan gözleri ben göz bilirdim
Ne olduğum bilmez hârâbât idim
Gönlüme girene hâzla eğildim
Güneş sıcaktı,ben sıcak değildim
Oysa, her sıcağı ben yaz bilirdim
Dalalım mı mağrur akarsulara
Ko ki denizlere,dip kuyulara
Aşıktan maşuka taşan sulara
Şu ummanları ben,ayaz bilirdim
Nice üşür isek donarsak n'ola
Aşk kılavuzuyla girip kol kola
Gönüldaşız deyip,düşersek yola
Bu yoksul canı ben, onmaz bilirdim
Dervişin kimsesi yok deme bana
Şu şaşkın hâlime bak deme bana
Hele dilsizliğim çok deme bana
İki canı ben,bir avaz bilirdim
Ne sesli yollardan düşerek geldim
Çığlıklı gamları eşerek geldim
Ne ki,çilelerle pişerek geldim
Aşk'ın odunu ben,alaz bilirdim
Bilirdim ...Dervişlik bir gönül işi
Senle,yolların yok düzü yokuşu
Gözüm dolu yaşla, yazıyla,kışı
Yalın ayak kalmayı farz bilirdim
Dola gözlerine toprak ey derviş !
Mavera kokusu taşıyan ermiş
Gözü yummuş gibi şöylece dermiş ;
Allah'ın yanını ihraz bilirdim
Bu,Allah teâlâ evi...Gel beri !
Ey Gülnihâl ; Aşkla, yudu O evi
Kafesten kuş uçmuş gibi,yol eri
Hizmet kapısından kaçmaz bilirdim
...Ne hacet,ben canı,can fedâ bildim
Kayıt Tarihi : 25.1.2019 17:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!