İşte 'yağmur dindi'; iki yaz arasına
yokluğu bıraktılar, senin o ağustos
sesini gölgeye değil, külünü aramıza...
'Yağmur dindi', unutulmaya hazırlanan ne
varsa temmuz gibi tutuşuyor aklımda;
yarısı o güneşli sesinin tozuyla hala
ürpertili bir yaz hışırtısına takılmış
alymışsekizlik plakta, yarısı kül aklımda!
Ah, kül razı değil de kul razı, sesinin
dolaylarından alınma bu yanık havaya,
bir bulut kaynıyor temmuz göğünden
gözümüzde 'yağmur dindi', yangınsa daha...
'Yağmur dindi' şairim, tabip değil misin
sen akıl ver bana: Bu acı hangi
arkadaşlığın gölgesine çekilir şimdi,
ve hangi şiire sığar külün kimsesizliği?
'Yağmur dindi' ve sen üstlendin yine
kardeşiyle kül olan bir ülkenin sessizliğini,
bir elem doktoru üstlenirdi bu acıyı elbet:
iyisiniz değil mi ruh verdiği şiirler?
Bir adın Safa'ymış meğer, güldün mü Behçet?
Haydar ErgülenKayıt Tarihi : 26.8.2002 03:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
seni birgün den tanıyor ve takip ediyorum. burada olduğunu bilseydim daha önce yazardım bu mektubumu. ben de bir 78 li kardeşiyim. üstelik doğduğun şehre komşuyum. bozüyük lüyüm. bir işçiyim. şiir yazıyorum. tabii şiirse yazdıklarım. seni birgün de yazmaya başladığından beri izliyorum. diğer abilerimi, l. doğan abimi, melih abimi, a. tulgar abimi, v.s. yide okuduğum gibi. sana ulaşmak istedim. ama birgün de bir adresin yoktu. bir merhaba demek istedim. behçet şiirine son şiirimi katmak istedim, dilerim şair paslaşması niyetine geçer, ama golü kendimizemi atarızı o bilinmez?
saygılar abi...
işçi kardeşin adnan.
Çünkü Tarih
Gece dem katar yüreğine;
Dalar gidersin hüzün denizlerine…
Hani yüksekten bakarsında şehre,
Tek tek sönen ışıklar,
Titrek göz kırpan sokak lambaları,
Derinden duyulan uzak köpek havlamaları,
Sarmaşık olmuş birbirine dolanan sarhoş adımlamaları,
Ve ay ışığında
bir görünüp bir kaybolan kukumav kuşları,
görünür gözüne.
Yıldızlara çevirirsin başını,
serin bir rüzgar vurur tenine,
birden üşümek gelir ve
sevdiklerini anımsarsın,
bir gülümseme gelir yüzüne.
Aylardan hangi ay,
günlerden hangi günün gecesindeyim diye
bakınca takvime,
acı bir tebessüm gelip,
oturur gülümsemenin yerine…
yıldızlara bükersin başını yeniden.
gece dem katar gözlerine;
içli içli yana yana ağlarsın…
çünkü tarih: iki temmuzu göstermektedir.
Otuz yedi canın külleri düşer yüreğine,
Gecenin bir vaktinde,
Diri diri yanan yüreklere ağlarsın,
Az biraz vicdanın varsa eğer! ...
02. Temmuz. 08
02.45
TÜM YORUMLAR (2)