Tokat'ın Niksar ilçesinde doğdu. İstanbul Selimiye Veteriner Sağlık Meslek Lisesi'ni bitirdi. Veteriner Sağlık Teknisyeni olarak çeşitli il ve ilçelerde görev yaptı. Özel kuruluşlarda veteriner ilaçları pazarlama sektöründe çalıştı.
İlk şiiri 1962 yılında İmece Dergisi'nde yayımlandı, daha sonra şiirleri; Dönemeç, Edebiyat Cephesi, Ekin, Güzel Yazılar Dergisi, Hakimiyet Sanat, Kıyı, Saçak, Sanat Eki, Somut, Su, Şiir Ülkesi, Türk Dili, Türkiye Yazıları, Varlık, Yaba, Yapıt gibi yayın organlarında çıktı.
Geleneksel halk şiirimizden beslen ...
Hiç mi gelmedi yurduna ilkyaz
Demek bir kışı yaşıyorsun sürekli
Ey günün baş kaldırısı güneş
Doğ da tanık ol acıya artık
Erisin dağların karı yürüsün
Zulmün çaresizliğin üstüne
Kar yağıyor kente
Ve üstüne ölülerimizin
Gelinlikler örneği beyaz yumuşak
Giydiğimiz soğuk ölüm giysisi
Üzgünsün üşümüşsün
Oysa ölüler üşümez ki
Irmağın söğütlerin sesiyle
Söylüyorum bu şiiri
Senin o kırılgan sesinle
Badem çiçeklerine
Sabahın ilk ışıklarına
I.
arkada bırakıp toprak damları
sırtlarında kıstırılmış
bir yaşamın üzünçleri
sorunlarıyla geldiler
oğulları kızları torunlarıyla
Sen olmasan gözlerin olmasa
Kesmese yolumu vazgeçilmez dostluğun
Ve gerçekten bir kurtuluş olsa kaçmak
Alır bu ağrılar içindeki başımı
Çeker giderdim hiç düşünmeden
Bu acılar yurdu kentin
Bir ayna bulundur yanında benim için
Görmemi sağla unuttuğumda yaşlı yüzümü
Çekilsin taşkın sularım yeniden göletine
Dokundurmasın beni el değmemiş güzelliğine
Kapat güneşime perdelerini yapabilirsen
Gerçek adresim sanki
Bir yalnızlığın evi
Gömülmeden o sulara götür
Yeni bir ilkyaza beni
Kapısı numaralı odalarda
en güzel ev içi giysin
okşadığım ipek tenin
sokulup sarıyor ateş/ten
kollarıyla kösnül aşk
kuşatıyor bir anda
beni sarmaşık sevgin
En eski yalnız benim
Ben o istenmeyen konuk
Kapıların dışındaki
Acıların içindeki
O yorgun yaşlı gezgin
En eski yalnız benim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!