Bir kurtuluştu belki üzerine bastığım
O rüzgârın tokatladığı düşeş sonbahar yapraklarıydı
Sevginin yaz sokaklarında son bulduğu
Yaprakların susuz kaldığı
Belki bir aşk bahçesinin talan olduğu anlardan kalan son kuraklıkdı
Yaşananlar ıstıraplıydı
Çektiklerim külfetliydi
Şimdi zaman aşina etmişti beni yaprakların solacağına
Günlerin kısalacağına …
Sende git
Sende terk et
Hayâsızca kalsın bu kalp
Sevgisizce yeşersin bu gönül
Olumsuzlara açsın bu beden
Sıska kalsın bir adam
Ölümü dinledim şimdi,
Soğuk bir akşam sıcağında,
Telaffuzu zor, çalmayacak teneffüs gibi
Dondu düşüncelerim
Ters düz oldu kavramlarım
Sitemkâr, ağlamaklı şimdiden yarınlarım
Öyle bir uyandım ki, bugün sabaha
Gece başlarken kasvetliydi gündüze
Çakır misali gözler, kırpmadan
Matemli başladı gece, ağır ağır
Nefes gibi geçiyordu zaman
Nefes gibi, havaya muhtaç
Hangi yıldayız?
Aylardan hangisindeyiz?
Günlerden nedir bugün?
Saat kaç?
Cam gibiyim pürüzsüz
Uzun bir yoldayım uçsuz bucaksız
Sel gibiyim iradesiz
Benim çırılçıplak
Dünümdeyim
Yıllara dönmüş
İçindeyim
Aylar geçmiş
Bir ben buradayım
Geçmişden gelmiş
Kimse yok
Mazide kalmış …
Ne zaman görsem bir tarih
Ne zaman görsem bir arkanda kalanı
Hey gidi günler derim
Ardında bıraktığı binbir türlü hal
Seninse şimdi yaptığın iki şey geçmişde kalan yıllara, ya bir gülümseme yada bir pişmanlık.
Mutluyum aslında, mutluluğum şarkılarda bulduğum hüzünler onunla anlattığım nice sevgiler, kâğıtlara döktüğüm şiirler sözler, hayali Dünyalar…
E işte biz kıydık aslında kendimize, isteyerek yaptıklarımız katletti bizi defalarca, özüne sözüne güvendik ilk başlarda sonrası akıllandık akıllandık ama yaralı kaldı anılar. Tat verenmiş aslında can çekişen sevda, insan alışkın ya kaybettiklerimiz değerlenmiş bu Dünyada...
Kaç kere yazmışımdır sana, değiştirsem de hayali dünyalarda, sen çıktın sonuçlara, bu kainat yaşanmaz boş bir hayâyla, git en uca, bak arkana. Tat vermez oldu bu sevda değiştirelim biz kaderi ilk ve son defa. Hayali değil mi zaten yarattığımız Dünya her şey bizim Elimizde.
Yalnız yürüdüm bugün sokaklarda
Gece heybetliydi yine
Bazen durdum sokak başlarında
Çok sessizdi baştan sona
Alıştım ben tek kalmaya
Yargılayamaz beni hiçbir sessiz eda
Hesapsız değil bu yakınmalar
Benim yaşamış olduğum anılar
Yaralı bıraktı,
Huzura muhtaç bıraktı.
Sanmayın sevdadandır sadece bu külfetler
Aldanmışım ben hayatın bulmaca oyunlarına,
Bir İlkbahar isteyişi gibiydi gelişin, çoşkulu ve dinamik Sırtını herşeye çevirmiş, sadece odaklanmış o an’ın gelmesine dua edercesine … Öyle ya birbirimizi arzuluyorduk ben Kış’ dan çıkmış yıpranmış ama ne kadar acı yaşadıysam da yorgun değil. Sen ise, seni daha önce bildiğim gibi hırçın, ne istediğini bilen
İlk zamanlar çok çekinir derler aşıklar. Ben öyle de değildim bazen içimden anne deyip bağrıma basmak gelirdi, belki de ver Yansın hareketlerim mutluluğumu buldun mu sorusuna, olumlu cevap verebildiğimdendi.
Mutluydum yüzünü rüzgâra dönüp taze esen ilkbahar rüzgârları böğrünü, vücudunu tokatlar gibi Özgür ve hür olmak vardı rüzgârın hissettirdiği gibi yan yana uzun bir yolculuğa çıkmak gün doğuşunu ve batışını izlemek BarışManço’ nun 2023’ ünü işitmek Ne pahasına olursa olsun ayaktayım sözünü bu parçada anlamak gibi … Şiir yazardım, eskisi gibi değil hep seni örnek alarak Konum ise senden birer parça Türüm ise hep mutluluk ilk zaman ümidi kestiğim anlar vardı bir Mektup da yazmıştım(kapıyı çekercesine) . Vermedim onu ve iyide yapmışım vermemekle. Cevap olsun diye yazmıyorum bunları Okuyan; bir yaşamışlığın sonuçlarını, belki örnek alarak belki kim bu sorusuna cevap bularak okuyacaktır. Zaten eskileri anlatmıştım …
Ve Ayrılmıştık başlayış gibiydi Bitiş, Sonbahar rüzgarlarıydı, o an içime soluyup koklamak istediğim. Pişman değildim yaptıklarımdan her bitiş bir başlangıçdı
Ve şimdi Sonbahar’ dan çıkmış daha güçlü, kendinden emin.
Bir yalana bakarım ben, uçsuz bucaksız
Bir aynalara bakarım, yalancı değil
Birde resmine bakarken, dalmış gitmişim
Eskiden o yüzüne ahenkli baktığım yüzüm
Şimdi muallâklar da, artık kör




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!